Felsefe düzenli düşünmenin, insan varlığını sorunsal duruma getirerek araştırma-inceleme konusu etmenin, bilimsel odağıdır. Ne felsefesiz bir toplum, ne toplumsuz bir felsefe anlayışı düşünülebilir. Felsefesiz yaşamayı ilke edinerek, felsefenin yerine eleştiri süzgecinden geçmeye elverişli olmayan bir inanç birikimini koymaya çalışanlar bile felsefenin çevresinden dışlanamaz. Eğitim-öğretim kurumlarında inançları sarsıyor diye felsefeyi dışlamaya çalışan anlayış, insan olmanın, insan değerini kavramanın önemini analayamaz. Uygar dünyada felsefenin aydınlatmadığı ileri bir toplum, başarılı bir bilim çığırı görülmemiştir. Felsefeden korkarak dinsel inançlara sığınanların hepsi önce insan olmanın bilincine varamamış yaratıklardır. Bu nedene felsefeye soğuk davranan bir yazar kendi özbenliğinin anlamını kavramaktan ürken, yüzeysel açıklamalarla kendini avutan, ayakları bilimsel tabana basmayan uçarı bir kimse demektir.