İstanbul’da yaşama gözlerini açan Recaizade Mahmut Ekrem’in babası Mehmet Şakir Recai Efendi, Takvimhane Nazırlığı yapmış bir memurdur. Hattat ve tarihçidir.
Edebiyatımızda yaşanan yenileşme ile birlikte gelişmesinde hayli emeği olan Recaizade Mahmut Ekrem 1847’nin Mart’ında dünyaya gelmiştir. Babasından öğrenmiş olduğu Süryanice ve Farsça’da edebiyatında ki gelişmeler için hayli destek sunmuştur.
1858 yılında ilköğretimini tamamlayarak devamında özel öğrenim görerek yetişmiştir. Mekteb-i İrfan bitirdikten sonra girmiş olduğu Harbiye İdadisi’nde ki öğrenimini sağlık sorunları nedeni ile yerine getirememiş ve resmi bir görev ile Trablusgarp’a gönderilmiştir.
Daha sonra Kâmil Paşa kabinesinde Maarif memuru olmuştur. Namık Kemal ile tanıştıktan sonra Encümen-i Şuara’ya katılmış ve ilk yazılarını Tasvir-i Efkâr gazetesinde yayınladı.
1870 yılından sonra kendisini tümü ile yazılara veren Ekrem, Batı Edebiyatından çeviriler yapmış ve daha sonra ilk oyunu olan Afife Anjelik, ilk şiir kitabı olan Nağme-i Seher’i yayınlamıştır.
Tanzimat dönemi sanatçılarından olan Recaizade Mahmut Ekrem, birçok alanda eserler vermiştir. Bunlar; roman, hikâye şiir ile eleştiri olmakla birlikte dönemindeki genç nesile örnek olmayı başarmıştır.
Döneminde üstat olarak tanınan Ekrem, eski edebiyat taraftarları ile özellikle de Muallim Naci ile kalem mücadelesi yapan öncü yazarlardandır. Yeni Edebiyatı savunanlar tarafından ise hoca olarak görülmektedir.
Güzel olan her şeyin bir şiire dökülebileceğini savunmuştur.
Genellikle aruza bağlı kalmak ile birlikte hece ölçüsü ile yazdığı şiirleri de olmaktadır.
Batı Edebiyatının nazım şekillerini başarı ile kullanmıştır.
Şiirlerinde genellikle hüzün ve acı vardır.
Tevfik Fikret’in akıl hocasıdır ve Servet-i Fünun dergisinin başına Tevfik Fikret'i getirerek Edebiyat-ı Cedide hareketinin hazırlayıcısı olmuştur.
Şiirlerinde romantizmin, tiyatrolarında ise klasisizmin etkileri görülmekte iken romanlarında ve öykülerinde realizmin etkisi görülmüştür.
Düz yazı alanlarında ki en önemli eseri ise bizim edebiyatımızın batılı anlamında ki ilk realist romanı sayılan Araba Sevdası’dır. Realist çizgiler ve ince bir mizah ile bilinçsiz bir şekilde batılı olmaya çalışan bireyler bu eserlerde göz önüne serilmektedir.
Bütün yapıtlarında sanat için sanat anlayışını benimseyen Recaizade Mahmut Ekrem, roman ile öykülerinde realizmin etkisinde kalmıştır.
Ölümü hatırlatan doğa manzaraları ve romantik ögeler, hüzünlü duygular şiirlerinden var olan ve sıkça işlenen temalar dandır.
Ekrem, Türk Edebiyatının yetiştirmiş olduğu en önemli isimlerden biri olmak ile birlikte yaptıkları ve yetiştirmiş olduğu gençler savunduğu değerleri bakımından hayli önemli bir şahsiyetti.
Meclis-i Ayan üyeliği 1914 yılında devam ediyor iken kaleminden dökülenler cümleler ne yazık ki yarım kalmış ve Recaizade Mahmut Ekrem 31 Ocak 1914’te vefat etmiştir.
Ölümü büyük üzüntü getiren Ekrem için büyük bir cenaze töreni düzenlenerek, o gün mektepler tatil edilmişti. Ölümünün onu derinden etkilediği ve onca eserinin gizli kahramanı olan oğlu Nejat’ın yanına defnedilmiştir.
{{ F.NAME }}