Lübnan asıllı Amerikalı ressam, şair ve filozof Halil Cibran, 6 Ocak 1883 tarihinde dünyaya gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin yönetiminde olan Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı'nda Maruni bir ailenin çocuğudur. Cibran, küçük yaşta kayalıklardan düşerek bir omzunu sakatlamıştır. Bu yüzden hayatı boyunca bir omzu diğerinden daha zayıf olmuştur. Bu kaza sonucu Cibran, daha da karamsar bir hale bürünmüştür. Cibran’ın babası sorumluluk sahibi değildir ve aile içinde sürekli sorunlar çıkarmıştır. Yazarın babası vergi kaçırmak suçundan dolayı hapse girmiştir ve aile ekonomik sıkıntılar çekmiştir. Bu yüzden okula gidememiştir. Peter adında bir abisi, Sultana ve Marianna adında kız kardeşleri vardır. 1895 yılında ailesi ve kardeşleri ile birlikte Amerika’ya göç etmiştir. Annesi terzi olan Halil Cibran, Boston şehrinde okula başlamıştır. Başarılı ve yaratıcı bir çocuk olan Cibran, öğretmeni tarafından keşfedilmiş ve fotoğrafçı ve yayıncı F. Holland Day ile tanıştırılmıştır. 15 yaşındayken ailesi tarafından Beyrut'taki Collège de la Sagesse'de eğitim görmesi için memleketine geri gönderilmiştir. Bu okulda müzik, din tarihi, tıp ve uluslararası hukuk eğitimi almıştır. 1904'te, Cibran'ın ilk çizimleri Boston'daki Day's stüdyosunda sergilenmiş ve Arapça dilinde yazılmış olan ilk kitabı ise 1905'te New York'ta yayımlanmıştır.
Cibran, yeni tanıştığı Mary Haskell'in maddi yardımıyla 1908'den 1910'a kadar Paris'te sanat dersleri almıştır. Jön Türk Devrimi'nden ardından orada bulunduğu sırada Osmanlı İmparatorluğu'nda isyana destek veren Suriyeli siyasi düşünürlerle tanışmıştır. Cibran'ın aynı fikirleri ve aynı zamanda antiklerikalizmi dile getiren bazı yazıları, bir süre sonra Osmanlı yetkilileri tarafından yasaklanmıştır. Yazmış olduğu eserleri ve fikirleri ile dünya çapında tanınmıştır. Halil Cibran, “ Nebi ” adlı kitabıyla ün kazanmıştır. Şiirleri 20’den fazla dile çevrilmiştir ve aynı zamanda ressamdır. Resimlerinin birçoğu günümüzde dünyanın çeşitli yerlerinde sergilenmektedir. Hayatının yaklaşık son yirmi senesini ABD'de geçiren yazar, ölümüne kadar yaşadığı bu ülkede eserlerini İngilizce olarak kaleme almıştır. Halil Cibran’ın sağlık durumu, 1928 yılından sonra kötüleşmeye başlamıştır. Yazar, 10 Nisan 1931 tarihinde ilerlemiş siroz ve tüberkülozdan vefat etmiştir.
Halil Cibran’ın Edebi Hayatı Nasıldır?
Halil Cibran, eserlerinde kör taklitten uzak durmuştur. Kişisel görüşlerine göre doğu geleneklerine; insanı toplumun kurbanı haline getirdiği için, Batı uygarlığı ve materyalizmine ise özden çok kabuğa önem verdikleri için karşı çıkmıştır. Ahlâkî yozlaşmanın ve israfın etkisinde kalmış kadınlar, cahil erkekler, makyavelist düşünceye sahip siyasetçilere karşı gelmiş bilimde ilerlemiş ve prensipli bir duruş sergilemiştir. Halil Cibranın edebi hayatı 3 döneme ayrılmıştır. Bu üç dönem aşağıda listelenmiştir:
Halil Cibran, 1904 yılında el-Muhacir adlı gazetede deneme türündeki ilk edebi eserlerini yayımlamıştır. İlk çalışmasında kafesteki bir kuşu tasvir etmiştir ve bu makaleye Vizyon adını vermiştir. Yazar, genç şair Josephine Preston ile tanıştıktan sonra onunla duygusal bir yakınlaşma yaşamıştır. Genç şair Cibran’a ‘genç ermişim benim’ diye seslenmektedir. Bu sözcükler Halil Cibran’a esin kaynağı olmuş ve Ermiş kitabının yazılmasında önemli bir rol oynamıştır. Ermiş adlı başyapıtı, 1923 yılında yayımlanmıştır ve 26 şiirden oluşmuş karma şiir denemelerini içermektedir. El Mustafa adlı bir kahin, 12 sene boyunca kaldığı Orphalese şehrinden ayrılarak evine gidecekken halktan bir topluluk onu durdurur. Burada hayat üzerine çeşitli diyaloglar verilmiştir. Ermiş kitabında, el Mustafa hakikati temsil etmektedir. Diyaloglar ile de halka öğretilerini sıralamıştır. Halil Cibran Aforizmalar kitabı, içeriği ile okurların beğenisini kazanmıştır.
Ünlü Amerikalı şarkıcı Elvis Presley, Halil Cibran’ın kitaplarına hayranlığını her zaman dile getirmiştir. Çoğu zaman onun kitaplarını sevdiklerine hediye etmiştir. Halil Cibran daha sonraki eserlerinde, kadın hakları konusu ve ruhban sınıfı eleştirileri üzerinde durmuştur. Kilise, Cibran’ın yazdığı bu eserleri gençleri zehirleyen, tehlikeli ve ihtilalci olduğunu bahane göstererek Cibran’ı aforoz etmiştir. Halil Cibran New York’a yerleştikten sonra Arapça ve İngilizce olarak edebi denemeler ve öyküler yazmıştır. Ayrıca resim sanatıyla da ilgilenmiştir. Halil Cibran’ın tüm kitapları, kutsal kitaplara benzeyen bir dil ile kaleme alınmıştır. Eserlerinde değindiği konu ne olursa olsun her zaman sonunu sevgiye getirir. Sevgi temasını farklı konularda sık sık işlemiştir. Tabiat sevgisi, doğa ve vatan sevgisi, sanat sevgisi gibi konularda eserler vermiştir. Üzerinde en çok durduğu konu ise evrensel sevgi; yani Tanrı ile buluşma noktasıdır.
Her kitabıyla geniş bir okuyucu kitlesine ulaşan Halil Cibran, ele aldığı konular bakımından ilgi çekmiştir. Okuyucuları sorgulamaya itmiştir. Aşağıda mutlaka okunması gereken Halil Cibran şiir kitapları ve romanları hakkında kısaca bilgi verilmiştir:
Oldukça fazla kitabı bulunan Halil Cibran, geniş bir okuyucu kitlesine sahiptir. Okurlar tarafından Halil Cibran en güzel kitapları olarak tercih edilenler ve konuları kısaca şöyledir:
Yetişkin kitapları kategorisinde yer alan Halil Cibran kitapları, set halinde de satılmaktadır. Halil Cibran felsefe seti olarak sunulan seriler, birçok farklı yayınevi tarafından yayınlanmıştır. İndigo Kitap’tan çıkan 3’lü kitap setinde “Ermiş”, “Ermiş’in Bahçesi” ve “Meczup” adlı kitaplar yer almaktadır. Cibran’ın en ünlü kitaplarından oluşan bu set, oldukça fazla soruya yanıt aramaktadır. Önemli felsefe sorularını akıcı bir dille anlatan Cibran, okurların yeni bakış açıları kazanmasını sağlamaktadır. Halil Cibran seti 2 kitap takım olarak sunulan sette ise Halil Cibran’ın bütün eserleri bulunmaktadır. İlk ciltte; “Asi Ruh”, “Ermiş”, “Ermişin Bahçesi”, “Kaçık”, “Kum ve Köpük”, “Lazarus ve Sevdiği”, “Şeytan ve Yeryüzü Tanrıları” adlı kitaplar yer almaktadır. İkinci ciltte ise; “Bir Damla Yaş ve Bir Gülümseyiş”, “Gezgin, Haberci”, “İnsanoğlu İsa”, “Musiki”, “Sus Kalbim” ve “Vadiler Perisi” adlı kitapları bulunmaktadır.
Siyah Beyaz Yayınları’ndan çıkan Halil Cibran kitap seti, toplam 11 kitaptan oluşmaktadır. Sette yer alan kitaplarise “Asi Ruhlar”, “Bir Gözyaşı Bir Tebessüm”, “Gezgin”, “Fırtınalar”, “Ermiş̧”, “Deli”, “Vadinin Perileri”, “Rüzgar Gülü”, “Mezarlar Ne Söyler”, “Kum ve Köpük”, “Kırık Kanatlar”dır. Bir diğer Halil Cibran set ise Maviçatı Yayınları’ndan çıkmıştır. 12’li olan bu sette yer alan kitaplar; “Aforizmalar”, “Asi Ruhlar”, “Bir Gözyaşı ve Bir Tebessüm”, “Deli”, “Ermiş”, “Fırtınalar”, “Gezgin”, “Kırık Kanatlar”, “Kum ve Köpük”, “Mezarlar Ne Söyler?”, “Rüzgar Gülü”, “Vadinin Perileri” dir.
Halil Cibran, 1836’da Fred Holland Day ile tanışmıştır. Bundan sonra Day’in ilginç sanatı ve Boston sanat çevresiyle de temas kurmuş ve çevresinde tanınmaya başlamıştır. Day sayesinde Cibran, Yunan mitolojisi, dünya edebiyatı, çağdaş yazın ve fotoğrafla tanışmıştır. Day’in özgür eğitimi ve sanatsal kalıpları dışındaki akımlardan etkilenen Cibran, kendini gerçekleştirmek için sıradışı olanı yapmayı savunmuştur.
1 Temmuz 1908’de Halil Cibran, Paris’e Academie Julien ve Ecoles des Beaux’da sanat eğitimi almak için gitmiştir. Fransız kültürünün etkisinde kalan Cibran, günlerini sanat sergilerinde ve müzelerde geçirmeye başlamıştır.
Çağdaş İngiliz ve Fransız yazarlarının kitaplarını okumuştur. Halil Cibran, düşünceleri itibarıyla pek çok yazara benzetilir. William Blake ile olan benzerliğiyle anılmıştır. 1908 – 1910 yılları arası yakın dostu ve hemşerisi olan Youssef El-Hoveyyik ile Paris’e gitmiş ve burada, kendi sanatı üzerinde derin iz bırakan ünlü heykeltıraş Rodin ile tanışmıştır. Ayrıca Picasso’nun kübizminde de etkilenmiştir.
Nietzsche’nin de eserlerini tanıma fırsatı yakalamış ve ondan çok fazla etkilenmiştir. Sonraları bu etkilenmeyi şu şekilde ifade etmiştir: “Nietzsche, kelimeleri ağzımdan çalmış.” Cibran ile Rodin arasındaki ilişki ise bazı kitaplarda Cibran’ın Rodin’den ders aldığı şeklindedir. Cibran ile anılarına kitaplaştıran Youssef El-Hoveyyik ise böyle bir şey olmadığını söylemiştir. Bu anı kitabında, yalnızca Rodin’in Cibran’ın bir sergisini ziyaret ettiği söylenir ve Cibran ile tokalaşma anı anlatılır. Paris’te bir süre kaldıktan sonra Cibran, Emin Rihani ile birlikte Londra’ya giderek Arap Rönesansı gibi konular üzerine detaylı çalışmalar yapmıştır.
Yaşam biçimi ve özellikleri nedeniyle Cibran, Kafka’ya sık sık benzetilir. Halil Cibran kitap alıntıları ve içeriklerine bakıldığında bu benzerlik görülmektedir. Halil Cibran sevgilisi Meryem’e mektuplar yazarken, Kafka da Milena’ya mektuplar yazmıştır. Aralarındaki tek fark ise Kafka’nın Milena’yı görmüş olmasıdır. Bu ikilinin birbirine benzediği fikri ise mektuplarındaki şu ifadelerden dolayı daha da güçlenmiştir. Kafka Milena’ya mektuplarında şu ifadelere yer verir: “İçimizin korkunç sarsıntılarını kor ortaya mektup yazmak. Mektup yazmak, hortlakların önünde soyunmak, kendini ele vermek demektir.” Cibran ise benzer şekilde mektuplarında: “evet, biz ikiz kardeşiz, ey gece; çünkü sen evreni ortaya çıkarırsın, ben ruhumu.” der.
Cibran'ın Hazreti İsa'ya olan sevgisi belirgindir, ancak 'Ermiş' romanının baş karakterinin adının 'El Mustafa'dır. Yer yer natüralist bakış açısı sunar. Bazen bir zen keşişi, bazen bir sufi izlenimi verir. Özellikle maneviyata vurgu yaptığı eserleri tasavvuf öğelerini taşımaktadır. Ayrıca yazarın romantizm akımının şairlerinden de etkilendiği düşünülmektedir. 18. yüzyılda Fransız Devrimi gibi olayların etkisiyle ortaya çıkan romantizmin akımının da getirileriyle yazarın kitapların içselleşme, içe dönme gibi vurgular yapıldığı görülmektedir. Yazar romanlardaki karakterlerin iç dünyalarından bahsetmiştir.