"...Gündelik olayların aktüel parlaklığına bağlanan, o yüzden de çabuk eskiyen mizah unsurlarından uzak kalmaya çalışıyor.Bu hikayelerinde, bizdeki mizah dergilerinde bol bol rastladığımız çalakalem ‘şişirmecilikten’ öteye geçebilen kalıcı sanata yönelen bir değer iyice beliriyor. Hikayelerini ‘mizahlık olay’lardan değil de, ‘kişilerin çalışmalı’ yaşantılarından alıyor. Onda Çehov, O’Henry, Esendal gibilerinde gördüğümüz hikayelerin yapısına oturmuş ölçülü dengeli bir sağlam mizah anlayışı var. Bu mizah, aslında ‘halkının yaşamasında beliren’ değerlerden özünü alıyor.Rıfat Ilgaz nice yıldır yazarlığın çilesini çekmiş, yıllarla birlikte işlediği canlı halk Türkçesini evirip çevirerek, kendi gözlemlerini görüşlerini ifade edebilecek güçlü bir seviyeye ulaştırmış. Onun kullandığı Türkçe’nin gerçek anlatışında, kıvrak, akıcı, dokunduğu konulara can getiren bir çizgiye ulaştığı görülüyor..."(Tahir Alangu Varlık Yıllığı, 1966)