İran Edebiyatının en iyi psikoloji roman yazarı olan Sadık Hidayet 1903 yılında Tahran’da doğmuştur. Modern İran Edebiyatının babası olarak tanımlanır. Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra Avrupa’ya gitmiştir.
Fransa ve Belçika’da dört yıl yaşayan Sadık Hidayet diş hekimi olmak istemiş daha sonra Mühendislik okumaya başladı. Sonrasında bu okulunu da yarıda bırakarak İran’a döndü ve devlet memurluğu yapmaya başladı.
İran modern öykücülüğün öncüsü olan Sadık Hidayet Doğunun Kafkası olarak adlandırılır. Koyu bir afyon tiryakisi olan yazarın depresif ruh haline sahiptir.
Bir dönem Budizm’e merakından dolayı Hindistan’a gitti ve Budizm konusunda incelemelerini Kör Baykuş isimli kitabında işledi.
Kör Baykuş kitabı Bambay’da basıldı. Bu dönemde Buda’nın bazı yazılarını da Farsça ’ya çevirdi ve yayınlattı.
Sadık Hidayet kitaplarında Batı üslubunu benimseyerek Fars kültüründen de yararlanmıştır. Bu şekilde Farsçayı Çağdaş Edebiyat alanına sokan ilk isim olmuştur.
Sadık Hidayet ve Stefan Zweig’ın edebi anlayışları birbirine oldukça benzer. 25 Yaşlarında iken Paris dolaylarında bir marinada yaşamına son vermek için kendini denize atar bir kayığın yetişmesi ile hayatı kurtulur.
Beethoven ve Çaykovski aşığı olan Sadık Hidayet bir dönem resimle de uğraşmıştır. Ölümünden sonra bir araya getirilen resimleri kimileri için anlamsız iken kimilerine göre geleceğin resimleri olarak nitelendirilir.
Sadık Hidayet İran’ın gittikçe dindarlaşan bir toplum olmasından rahatsız oldu ruhban sınıfının yaygınlaşmasına karşı gelen yazar Hacı Ağa isimli eserinde bunu vurgulamıştır.
Kör Baykuş ve Hacı Ağa isimli eserleri İran’da ilk yasaklanan kitapları olup günümüzde İran’da Sadık Hidayet’in tüm eserleri yasaklıdır.
Sadık Hidayet’in ölümünü çok yakın arkadaşı şu şekilde anlatır; Paris’te iken günler süren hava gazlı bir ev arayışı oldu. Nihayet aradığı evi bulmuştu. 9 Nisan 1951 tarihinde evine kapandı.
Havanın çıkacağı tüm delikleri kapattı ve gaz musluğunu sonuna kadar açtı. Bir gün sonra ziyarete gelen arkadaşı onu mutfakta yerde yatarken buldu. Kafka gibi ölmeden önce eserlerini yakmıştı ve bunlarda kül olmuş şekilde yanı başında duruyordu.
Sadık Hidayet bu intiharı için çok güzel giyinmiş ve traş olmuştu. Cebinde de parası vardı. İran’ın en büyük yazarlarından olan Sadık Hidayetin mezarı Yılmaz Güneyin yattığı Père Lachaise mezarlığındadır.
{{ F.NAME }}