Fakat çocuklarına bakmakta zorlanan baba Mary Jane Clarimont ile evlendi. Bu kadının da iki çocuğu vardı ve babasının evlenmesi ile Mary Shelley’in hayatı zorlaştı.
Üvey annesinin kendi kızlarına daha fazla önem vermesi Mary ile aralarının açılmasına neden oldu.
Mary Shelley korku ve gotik romanı olan Frankenstein ile tanındı. Romanın yanı sıra hikaye, drama ve gezi yazıları gibi bir çok edebiyat alanında eserler vermiştir.
Şair ve filozof olan eşi Percy Bysshe Shelley’in eserlerinde düzenlemeler yaparak edebiyat camiasında saygınlık kazandı.
1816 yılında İngiliz şair Lord Byron’un davetine kocası ile Geneva’ya gitti. Geneva gölünün kıyısında bulunan evde güzel bir tatil geçirirken bir gece rüya gördü ve ünlü eseri Frankenstein’i yazdı.
Kısa bir hikâye olarak başladığı bu roman yazım süresi boyunca uzadı. 1818 yılında eşi ile birlikte İtalya’ya taşındı.
Bu yıllarda iki çocuğunu da kaybedince uzun süreli bir depresyona girdi ve kendini tamamıyla yazmaya verdi. Dördüncü çocuğunun dünyaya gelmesi ile birlikte depresyondan çıkabildi.
Kocasının arkadaşı ile birlikte çıktığı bir yat gezisinde kaybolmasının ardından tekrar İngiltere’ye döndü. Burada yazarlık kariyerine devam etti.
Mary Shelley 1839 yılında artık sağlığı iyice bozulmaya başlamıştı. Hatta kitap okuyamayacak kadar ağır olduğu zamanlarda oluyordu. 1 Şubat 1851 yılında İngiltere’deki evinde beyin tümörü nedeni ile hayatını kaybetti.
{{ F.NAME }}