Gerçekçi kurgu çerçevesinde Rusya’nın ve dünyanın en büyük yazarlarından biri olan Lev Nikolayeviç Tolstoy (Лев Никола́евич Толсто́й – “Lyev Nikalayeviç Talstoy” şeklinde okunur.) 9 Eylül 1828 yılında Yasnaya Polyana’da soylu bir toprak ağasının oğlu olarak dünyaya geldi. Erken yaşlarda annesini ve babasını kaybeden yazar, halası Alexandra Osten-Saken’in koruması altına girdi. Tolstoy’un halası dinine çok bağlı bir kadındı ve bu, Tolstoy’un hayatında ve eserlerinde önemli bir etki bırakmıştı. Alexandra Hala da öldüğünde Tolstoy, kuzenleriyle birlikte Kazan’da yaşayan diğer halası Pelageya’nın yanına gönderildi.
Tolstoy orada Alman ve Fransız eğitmenlerden özel eğitim aldı. Ardından Kazan Üniversitesi’nde eğitim görmeye başladı. Üniversitedeki eğitiminden aradığını bulamayan Tolstoy, 1847 yılında diploma alamadan okulu bıraktı ve doğduğu yer olan Yasnaya Polyana’ya döndü ve burada yoksul köylü hayatına karıştı.
Tolstoy, hayatının ilk yıllarını düzenli bir yaşam arayışıyla geçiriyordu ve Yasnaya Polyana’ya geldiğinde bu düzenli yaşam hayalini burada da gerçekleştiremedi. Moskova’ya gitti ve zamanının büyük bir kısmını burada ve St. Petersburg’da geçirdi. İlk eseri olan Çocukluğum bu yıllarda yayımlandı.
Tolstoy’un devinimli geçen gençlik yılları, büyük yazarın 1851 yılında asker olan abisinin çağrısı üzerine Kafkasya’ya gidip orduya katılmasıyla devam etti. Askerlik yılları ve 1857-1860 yıllarındaki Avrupa seyahatleri, Tolstoy’un hayatında bir dönüm noktası niteliğindeydi. Yazarın fikirleri bu yıllarda savaş karşıtı ve Hristiyan Anarşizmi akımına öncülük edecek bir boyutta şekillenmeye başlamıştı. Tolstoy’la özdeşleşen Hristiyan Anarşizmi, insanoğlunun tek bağlılığının Tanrı olması gerektiğini savunur ve devleti zararlı addederek onu ve kurumlarını reddeder. Yazar, bu fikirlerini kitaplarında da sıklıkla işlemiştir ve bu bağlamda en iyi örnek geç dönem eserlerinden Diriliş ve Tanrının Egemenliği İçimizdedir adlı eserleridir.
Tolstoy’un Avrupa’ya olan seyahatleri yazarın politik fikirlerini geliştirmesinin yanında onun edebi sanatını da büyük ölçüde etkilemişti. Tolstoy, bu seyahatleri sırasında büyük Fransız roman yazarı Victor Hugo’yla tanıştı. Tolstoy, Victor Hugo’nun Sefiller adlı başyapıtından müthiş derecede etkilenmişti ve bu roman, Tolstoy’un 1869’da tamamladığı Savaş ve Barış adlı başyapıtının oluşmasında çok büyük bir etkiye sahiptir.
“Tolstoy’un Altın Çağı” olarak adlandırılan bu dönemde Tolstoy, Anna Karenina’yı da yazmıştı. Savaş ve Barış gibi bir gerçekçi, tarihî bir romanın edebî ve sanatsal açıdan büyük bir yankı uyandırmasının ardından Anna Karenina, Tolstoy’u yazarlıkta ve sanatçılıkta zirveye yerleştiren roman olmasıyla ayrı bir değere sahiptir. Savaş ve Barış, yaşanmış tarihsel olaylara dayanması, yenilikçi kurgusu, gerçekçi karakter ve durum tasvirleriyle ön plana çıkıyorken Anna Karenina, toplumsal ve insan psikolojisi açısından gerçekçiliğiyle okuyucuyu kendi dünyasına çekmektedir. Tolstoy’un bunu yapmadaki başarısı, insanları ve özellikle de kadınları çok iyi tanıyor oluşundan gelmektedir. Bunda Tolstoy’un eşi Sophie Behrs’in de etkisi büyüktür. Sophie Bers, Tolstoy’un tüm eserlerini titizlikle incelemişti ve Tolstoy için eşsiz bir editör olmuştu.
Tolstoy, dönemin roman sanatında üstün bir konumda bulunan realizm akımının en önemli temsilcisidir. Realizm akımını bir atom çekirdeği olarak düşünürsek, Tolstoy bu atomu parçaları ayırır ve geriye kalan tüm parçacıkları gözler önüne sunar. Dünya edebiyatındaki realizm, genel olarak toplumsal durumlara ve olaylara dayanmaktayken Tolstoy, tüm bunlarla beraber insan ruhunu ve davranışlarını harfler ve sözcüklerle resmeder.
Tolstoy’un, edebi ve sanatsal anlamda büyük bir isim konumuna erişmesi, onun ruhsal çöküntüsüne ve bitmek bilmez memnuniyetsizliğine engel olamadı ne yazık ki. Tolstoy’un aklı fikri Rus toplumunun özellikle de Rus köylüsünün durumundaydı. Tolstoy, soylu olmaktan mutsuzdu. Bu nedenle bir köylü gibi yaşıyordu, köylü gibi giyiniyordu. Rus köylüsünün toplumdaki durumunu iyileştirmek adına birçok harekette bulundu. Kroyçer Sonat, İtiraflarım, Efendi İle Uşak gibi eserlerini de bu dönemde dünyaya sundu.
Büyük yazarın inanç ve ruh doğrultusundaki buhranı, Diriliş adlı kitabında büyük bir netlikle görülmektedir. Tolstoy, Diriliş adlı eserinde modern kilisenin kurumsallaştırılmasını, gerçek amacından sapmasını eleştirerek kurgusunu bu temeller üzerine oturtmuştur. Romanın bir diğer teması ise insan kurallarının Tanrı kuralları üzerinde olamayacağı temelindeki fikirlerini savunması ve adalet sistemine eleştirel yaklaşımı ile ilgilidir. Diriliş, Tolstoy’un ne denli büyük bir ahlak ve din filozofu olduğunun en belirgin örneğidir. Diriliş’in yanında bu konuda verilebilecek diğer örnek Sergi Baba adlı uzun öyküsüdür.
Diriliş adlı eserinin ortaya çıkardığı gerçekler ve fikirler nedeniyle Tolstoy, Rus Ortodoks Kilisesi tarafından ateist olarak anılarak kiliseden aforoz edilmiştir.
1910 yılında hayatını kaybettiğinde çoktan birçok büyük ismi etkilemişti Tolstoy. Bu isimler arasında büyük yazarlar Virginia Woolf, James Joyce, Vladimir Nabokov; felsefi ve politik kişilikler arasında da Gandhi bulunur.
Tolstoy, bir romanında baş karakterini bir tren istasyonunda öldürmüştü. Büyük yazarın hayatının da bir tren istasyonunda son bulması başka romanlara ve piyeslere konu olabilecek denli duygusal bir etki bırakır akıllarda.
Rusya’nın diğer büyük yazarlarından Maksim Gorki ve öykü ve tiyatro tekniklerinde çığır açan Anton Çehov, Tolstoy’la yakın arkadaşlardı. Tolstoy, Gorki’nin kendisinden ve yapıtlarından büyük övgüyle bahsederken Çehov’u sivri bir dille eleştiriyordu. Çehov buna içerleniyordu. Fakat Gorki, anılarında Tolstoy’un Çehov’u bu kadar genç olduğu halde kendisiyle yarışabilecek denli büyük bir yazar olarak gördüğünü ve onu kıskandığını belirtir.
Ciltli veya ciltsiz olmak üzere basımı yapılan ve yayınlanan eserler kitap olarak adlandırılmaktadır. Pek çok farklı alanda kaleme alınabilen bu eserler felsefik, psikolojik, bilimsel veya fantastik konularda yazılabilmektedir. Çeşitli tema ve konularda yazılan kitaplar, okuyucuların tercihi ve zevkine göre şekillenmiştir. Varlığını hiçbir zaman kaybetmeyen eserler klasik haline gelirken Tolstoy kitapları kendi dönemi ve sonrasında gösterdiği etkiler nedeniyle klasikler arasında yerini almıştır. Gerçekçi roman denildiği zaman akla ilk gelen yazarlardan olan Tolstoy farklı konuları ustalıkla işlemiştir. Tolstoy ünlü kitapları okurlar tarafından sürekli merak edilen ve araştırılan eserler arasında yer almasına karşın ünlü yazarın çoğu eseri artık klasik olarak adlandırılmaktadır.
Tolstoy, çeşitli tema ve konularda eserler kaleme almıştır. Okuyucular, kendi zevklerine uygun şekilde bu eserleri tercih edebilmektedir. Tolstoy’un eserlerinde işlediği başlıca konular şu şekilde sıralanabilir.
Gerçekçi yazarlığın usta isimlerinden birisi haline gelen Tolstoy, kitaplarında savaşın zorluklarını, hayatın anlamsızlığını ve din olgularının değişmesi gerektiği konularını sıklıkla işlemiştir. Tolstoy’un kitapları döneminde güçlü kalemi nedeniyle aforoz edilmesine ve pek çok soruna yol açmasına rağmen usta yazar vefatı sonrasında dahi kitapseverler tarafından araştırılmakta ve okunmaktadır.
Edebiyatta gerçekçi akım denildiği zaman akla ilk gelen yazarlardan birisi olan Tolstoy, 1828 yılında Rusya’da doğmuştur. Kont Tolstoy ve Prenses Mariya’nın 4. çocuğu olarak dünyaya gelen ünlü Yazar, 2 yaşında annesini 9 yaşında ise babasını kaybetmiştir. Çocukluğunu halalarının yanında geçiren Rus yazar henüz çocuk yaşlarında dönemin ünlü yazarlarından Dickens ve Pascal okumuştur. Hukuk eğitimini yarıda bırakarak köyüne dönen Tolstoy daha sonrasında orduya katılmış ve savaşlarda görev almıştır. Ruhsal bozuklukları başlayan Tolstoy yazar olmaya karar verdikten sonra yazıları döneminde beğeni toplamış ve dergilerde basılmıştır. Tolstoy’un romanları gerçekçiliği ve betimlemeleri ile klasikler arasında yer alırken özellikle ‘’Savaş ve Barış’’ kitabı Rus yazarın klasikleşen eserleri arasında yer almaktadır.
Tolstoy en çok okunan kitapları arasında yer alan eserler kitap severler tarafından merak edilmesine karşın yazarın çok sayıda eseri bulunmaktadır. Aşağıda bu eserler listelenmiştir:
Tolstoy, pek çok kişi tarafından okunmasına karşın ağır olarak adlandırılan, sert gerçeklikleri içerisinde barındıran kitapları ile ünlü bir Rus yazarıdır. Döneminin Rusyasını anlattığı gibi doğu ve batı sentezini anlattığı, din konusunda sapmaların ve yanlışların üzerine giden ve bu nedenle kilise tarafından aforoz edilen bir yazardır. Tolstoy kitapları kronolojik sıraya göre okumak isteyen okurlar romanlar için sırasıyla şu eserler okunabilir;
Dünyaca ünlü kitap eleştirmenleri tarafından hazırlanan yazılarda Tolstoy’un eserlerinden dünya genelinde en fazla okunan eserleri sıralanmıştır. Tolstoy okumak isteyen ancak hangi kitapları okuyacağını ve hangi sıralama ile okunması gerektiğini bilmeyen okurlar için sıralamalar paylaşılmaktadır. Tolstoy’un tüm kitapları okuyucular üzerinde aynı etkileri bırakmasına karşın yazarın bazı romanları dünya çapında büyük ilgi görmektedir. Buna göre kitapları aşağıda listelenmiştir;
Kitapları kullanıcılar tarafından ve eleştirmenler tarafından en fazla önerilen eserlerden sadece birkaçıdır. Yazarın roman, masal gibi farklı alanlarda yazdığı çok sayıda eseri olması nedeniyle yapılan araştırmalar dünya genelinde hangi kitapların ne kadar sattığı ve okunduğu yönünde olurken kitaplar derin eleştirileri ve gerçekçilikleri ile okuyanları etkisi altına almıştır.
Tolstoy kitapları tekli veya set halinde satılabilen kitaplar olması nedeniyle okurlar tarafından tercih edilebilmektedir. Tekli kitap alışı yapmak yerine yazarın önemli eserlerinin bulunduğu Tolstoy kitapları set halinde almak isteyen okurlar yazarın sevilen ve en fazla okunan eserlerine sahip olabilmektedir.
Yazarın 5 kitabından oluşan setleri genel olarak tercih edilenler arasında yer alırken 5 kitaplık seri içerisinde Tolstoy kitapları isimleri şu şekildedir;
Yazarın 16 kitaplık serileri de bulunmaktadır. Klasik kitaplar arasında olan ve aynı zamanda roman dışında da eserlerini içerisinde barındıran kitap setler bulunabilir. 16 kitaplık setler içerisinde Tolstoy hikaye kitapları da yer alabilmektedir. Seri içerisindeki kitaplar aşağıda listelenmiştir;
Romanlarında genel olarak gerçek yaşantıları, dini görüşlerini, insanların birbirleri ile ilişkilerini adalet ve eğitim sistemindeki aksaklıkları işleyen Tolstoy aynı zamanda insanların dinden uzaklaşarak sanata ve eğlenceye yaklaşmalarını anlatmaktadır. Romanlarında gerçekçiliği ön plana çıkaran usta yazar eserlerinde detaylı betimlemeler ve sert eleştirilere de yer vermektedir. Yazarın romanları aşağıda listelenmiştir:
Masallarında ise genel olarak hayallerini işleyen Tolstoy, eserlerinde kullanmayı tercih ettiği canlı ve hayvanları insan gibi göstermiş ve hayali olan toplum düzenini işlemiştir. Tolstoy masalları aşağıda listelenmiştir:
Anne ve babasını kaybettikten sonra halaları ile yaşamaya başlayan, üniversiteye hazırlanan ve hukuk kazanan, okulunu yarıda bırakarak köyüne dönen Tolstoy’un eğitim sisteminde gördüğü aksaklıkları ve eğitimin nasıl olması gerektiğini anlattığı; aynı zamanda insan-yaratıcı ve eğitim üçgeninin nasıl şekillenmesi gerektiğini anlattığı akademik ve felsefi eserleridir. Bu eserler şöyledir:
Yazar olması nedeniyle sanatla iç içe olan Tolstoy’un kişisel sanat anlayışını din ve yaratıcı ile birleştirdiği eserleridir. Bu eserler aşağıda listelenmiştir:
Dönemin Rusya’sında yaşayan insanların toplumdaki yerleri, seçkinler-halk ve köylü kesiminin aralarında bulunan adaletsizlikleri işlediği, Hristiyanlık dininin eskidiği ve yetersiz kaldığı görüşlerini bildirdiği eserleridir. Tolstoy sosyal ve siyasi denemeleri nedeniyle seçkinler tarafından eleştirilmiş, kilise tarafından aforoz edilerek dinden çıkarılmıştır. Bu eserler şunlardır: