Kör Baykuş’un yirminci yüzyılın en büyük romanlarından biri sayılmasının nedenini ve Andre Breton’un bu roman için “Başyapıt diye bir şey varsa o da budur!” cümlesini neden kurduğunu anlayabilmek için yaşadığınız sanatsal haz ve kilitli kapılar kesinlikle yeterli değildir. Romanın duygusal etkisi biraz hafiflediğinde aklınızın, felsefenin, psikolojinin, sosyolojinin kılavuzluğunda, tekinsiz bir yolculuğa çıkmanız gerekecek. Anlamın yeniden, yeniden üretileceği, her yorumsamanın bir diğerine kapı açacağı bir metindir bu. Okur, günlerce sürecek hummalı bir kıvranışa, zihnini işgal eden bir âlemin görüntüleriyle gerçek-hayal arası bir iklimde gezinip durmaya, kulaklarında çınlayıp duran alaycı, bilge, “Senin hiçbir şey bildiğin yok!” edasındaki kahkahaya, sisler içinden kendini duyuran bir baykuş sesine hazırlıklı olmalıdır.