Tükendi
Gelince Haber Ver“Konunuz esrarlı cin, peri gibi gariplikler ya da bir çarşamba karısı, bir dev, bir gulyabani olacak. Olay o kadar merak verici bir ustalıkla düzenlenecek ki biz hep bunun hasretini çeken kocakarılar hikâyenin alt tarafı acaba ne çıkacak bekleyişiyle tandır başında titreşeceğiz. Zaten sarsılmış sinirlerimizi bu merakla büsbütün titreteceksiniz. İşte sizden bunu bekliyoruz.”
Eserlerini realist bir bakış açısıyla kaleme alan Hüseyin Rahmi, çoğunlukla romanlarını içinde yaşanılan hayatın doğal akışı içerisinde rastlanabilecek tipler üzerine kurar. Sıcak ve samimi bir üslupla bu tipleri ölümsüzleştiren Hüseyin Rahmi’nin en tanınmış romanlarından biri Gulyabani’dir. Gulyabani’de yazarın diğer romanlarından farklı olarak cin, peri gibi birtakım hayalî/doğaüstü varlıklarla karşılaşırız.
Gulyabani’de sırlı dünyanın perdesini aralayan ve oradan sızan olağanüstülükleri yeniden madde dünyasına dönerek bertaraf eden yazar, eserini akla ve mantığa uygun bir düzlemde sonlandırırken bakışını “batıl”dan çekip batıla düşen ve kandırılan “insan”a çevirir. Bunu yaparken de dönemin sosyal hayatını ince fırça darbeleriyle tasvir eder ve halkın batıl inançlarını ironik bir bakış açısıyla hicvetmekten geri durmaz. Hüseyin Rahmi, halkın rağbet gösterdiği bir masalı roman derecesine yükselterek aklın ve mantığın “batıl”ı yendiği klasikleşmiş bir eser ortaya koymuştur.