Tükendi
Gelince Haber VerAraba Sevdası romanı şair, yazar, gazeteci ve öğretim görevlisi olan Recaizade Mahmut Ekrem tarafından kaleme alınmış bir kitaptır. Eser, Türk edebiyatının ilk realist romanı olarak kabul edilmektedir. İlk kez 1896 yılında Servet-i Fünun dergisinde resimli olarak tefrika edilen roman 1897 yılında kitap haline getirilmiştir. Eser kaleme alındığı dönemin alafranga, gösteriş meraklısı, cahil ve gülünç bir genci olan Bihruz Bey’in hayatını ele almaktadır. Eser, Bihruz Bey üzerinden yanlış Batılılaşmayı eleştirilmektedir.
Recaizade Mahmut Ekrem (Mart 1847- 31 Ocak 1914), edebiyatta “üstat” olarak anılan ve birçok edebi türde eserler kaleme almış olan bir yazardır. 19. yüzyıl Osmanlı dönemi Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden olan Recaizade Mahmut Ekrem, Türk edebiyatının yenileşme hareketinin başlıca temsilcilerindendir.
Araba Sevdası kitabının fiyat aralığı 5 TL ve özel baskılar dahil 25 TL arasında değişmektedir. Araba Sevdası kitabının fiyatını belirleyen faktörler aşağıda listelenmiştir:
Araba Sevdası kitabının yazarı Recaizade Mahmut Ekrem’dir. Recaizade Mahmut Ekrem, 1 Mart 1847 yılında İstanbul Vaniköy’de aydın ve refah seviyesi yüksek bir ailede dünyaya gelmiştir. Şair, tiyatro yazarı, romancı, gazeteci ve öğretim görevlisidir. Babası Mehmed Şâkir Recâi Efendi, "Encümen-i Daniş ve Meclis-i Umumiye azası, Takvimhane nazırı (Takvim-i Vekayı ve Matbaa-i Amire Müdürü), muharir ve alim" bir kişidir. Annesi Adviye Hanım da soyu Timurtaş Paşa’ya dayanan bir aileye mensuptur. Geniş bilgi birikimine sahip olan babasından çocuk yaşta Arapça ve Farsça öğrenmiştir. Bir dönem Beyazıt Rüşdiyesi’nde eğitim gören Recaizade Mahmut Ekrem, bu okulun ardından Mekteb-i İrfân’a gitmiştir. 1858’de Mekteb-i İdadî-i Harbiye’ye kaydolan yazar okulun ikinci sınıfında hastalanmış ve bu nedenle de okuldan ayrılmıştır. 1862 yılında edebiyata ilgisi ve okuldan ayrılması nedeniyle Hariciye Mektûbî Kalemi’nde çalışmaya başlamıştır. Hayatının bu döneminde hem Leskofçalı Galib ve Hersekli Ârif Hikmet gibi eski şiir anlayışını devam ettiren şairleri hem de Nâmık Kemal ve Âyetullah Bey gibi yenilikçi yazarları tanıma fırsatı yakalayan Recaizade Mahmut Ekrem bu sayede şiire eskiyi taklit ile başlamış olsa da Batı şiirine de yönelmiştir. Yine bu dönemde öğrendiği Fransızca sayesinde Fransız dilinden tercümeler de yapmaya başlamıştır.
Recaiza Mahmut Ekrem’in yazılarını yayımladığı ilk gazeteler: Tasvîr-i Efkâr, Terakkî, Hakayıku’l-vekayi‘ ve Hazîne-i Evrâk gibi gazetelerdir. 1866 yılında Maliye Esham Kalemi’ne, üç ay sonra da Tahrîr-i Emlâk Kalemi’ne geçen yazar, Namık Kemal’in Ziya Bey ile Fransa’ya kaçmasından sonra Namık Kemal’in yerine Tasvîr-i Efkâr’ın sorumluluğunu üstleniştir. 1868 yılında ise amcasının kızı Güzide Hanım ile evlenmiştir. 1866 yılında Vergi İdare-i Umumiyesi Kalemi ve ardından Esham Muhasebesi Mühimme Odası’ndada görev almış, ardından 1872 yılında Şura-yı Devlet aza muavinliğine tayin edilmiştir. 1870 yılında "Afife Anjelik" isimli ilk piyes denemesini yayımlayan Recaizade Mahmut Ekrem, 1871 yılında ilk şiir denemesi olan "Nağme-i Seher" isimli eserini bastırmıştır. 1873 yılında da "Yadigâr-ı Şebab" isimli şiir kitabını yayımlamıştır. 1877 yılında Şura-yı Devlet azalığına tayin edilen yazar bu görevinden sonra da Temyiz Mahkemesi üyeliği ve Tanzimat Dairesi reisliği görevlerinde bulunmuştur. 1878-1887 yılları arasında ise Mekteb-i Sultanî ve Mekteb-i Mülkiye’de edebiyat hocalık yapmıştır. Recaizade Mahmut Ekrem, buradaki ders notlarını da "Tâlim-i Edebiyat " adı ile yayımlamıştır. Bu eser edebiyat çevrelerinde büyük bir etkiye yol açmış ve şahsına birçok eleştiri yapılmasına neden olmuştur. Ayrıca “üstat” olarak anılmasını sağlayan eseri de bu kitaptır. Edebiyat hocalığı yaptı yıllarda Namık Kemal ve Abdulhak Hamid ile mektuplaşmıştır. Bu mektuplaşmalar sanat hayatının yönünü belirlemesinde etkili olmuştur.
1883-1885 yıllarında Zemzeme eserlerini ve mukaddimeleri, 1886 yılında da Takdir-i Elhân’ı yayımlamıştır. Bu eserleri Muallim Naci tarafından "Demdeme" başlığı taşıyan bir yazı ile eleştirmiştir. Bu eleştiri bir eskilik-yenilik tartışmasını doğurmuş ve edebiyat çevrelerince çokça tartışılan ve hükümet müdahalesini gerektirecek bir konu haline gelmiştir. Recaizade Mahmut Ekrem hem bu tartışmalar hem ilk çocuğu Piraye’nin doğum esnasında ölmesinden hem de dünyaya gelen ikinci çocuğu Emced’in uzun süre yatalak kalmasından dolayı oldukça karamsar bir ruh haline bürünmüştür. Üstat Recaizade Mahmut Ekrem’i bu dönemde hayata bağlayan tek şey oğlu Nijad Ekrem’in doğumudur.
1885 yılında Fransızcadan tercüme ettiği şiir ve düzyazıları "Nâçiz" başlığı ile yayımlamıştır. Bu eserinin ardından da Kudemâdan Birkaç Şâir, Tefekkür, Muhsin Bey yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi, Saime ve Şemsa eserlerini yayımlamıştır.
1889 yılında resmi bir görev için Trablusgarp’a gönderilmesi bu sıkıntılı günlerinden uzaklaşması için bir fırsat olmuştur. Trablusgarp’tan dönüşünde sıkıntılarından tamamen kurtulmak için Avrupa’ya kaçmaya niyet etmiş olsa da Malta konsolosu tarafından İstanbul’a gönderilmiş, hava değişimi için bir süreliğine Büyükada’ya yerleşmesi uygun görülmüştür.
1895 yılında manzum ve mensur parçalardan oluşan Pejmürde isimli eserini yayımlamıştır. Ma‘lûmât gazetesinin sahibi Baba Tâhir’le aralarında çıkan kafiye tartışmasının ardından Recaizade Mahmut Ekrem, öğrencisi Ahmet İhsan’dan yayımladığı Servet-i Fünun dergisini yeni bir edebiyat anlayışını savunmakta olan gençler için açmasını istemiştir. Bu istek üzerine 1896 yılında Edebiyat-ı Cedide kurulmuştur. Edebiyat-ı Cedide mensupları: Cenap Şehabettin, Halit Ziya, Hüseyin Cahit ve Tevfik Fikret gibi isimlerdir. Edebiyat-ı Cedide’nin kurulduğu yıl kendisine asıl şöhretini kazandıran "Araba Sevdası" isimli romanını da Servet-i Fünun dergisinde tefrika etmiştir.
Servet-i Fünun topluluğunun beş yıl sonra dağılması, oğlu Nijad Ekrem’in ölümü gibi sebepler yazar Recaizade Mahmut Ekrem’i yeniden içine kapandığı sıkıntılı günler yaşamasına neden olmuştur. Bu dönemde Büyükdere’deki evine sığınmıştır. Oğlu Nejad’a dair yazılarını "Nijad-Ekrem" adı ile yayımlamıştır. 1908 yılında 2.Meşrutiyet’in ilanıyla Kâmil Paşa hükümetinde Evkaf ve Maarif nâzırlıklığı görevine getirilmiştir. Fakat bu görevi kabul etmemiştir. Böbrek rahatsızlığı iyice artan Recaizade Mahmut Ekrem 31 Ocak 1914 tarihinde 66 yaşında iken hayata veda etmiştir. Mezarı ise çok sevdiği oğlu Nijad Ekrem’in Anadoluhisarı Küçüksu Mezarlığı’ndaki kabrinin yanındadır. Recaizade Mahmut Ekrem, yazar Ercüment Ekrem Talu’nun da babasıdır.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Recaizade Mahmut Ekrem hakkında “Ekrem Bey, hissi ve acıklı şeylerden hoşlanan ve hususi hayatın her safhasını nazım diline geçirmeyi seven bir şairdir. İlhamı küçük ve şairane şeylerden hoşlanırdı. Kelebek, ariyet alınmış kitap içinde bulunmuş çiçek, yaprak, yatağında kitap okuyan kadın ve kuzu otlatan kız, onun için uzun manzumelerin ilham kaynağı olabiliyordu… Bugün Ekrem Bey’in eserine hayranlık duymak güçtür. Türkçenin bir buhran devrinde yazılan bu manzumeler, hikayeler, tenkitler, fikir ve sanat hayatımızın sadece uzak merhaleleridir. Fakat devrinde çok sevilmiş, çok beğenilmiş, hatta bir nevi hassasiyetin n?zımı olmuştur. Ayrıca edebiyat meselelerinde zevk hakemi tanınmıştı. Hamid ve Sezai Beyler, “Diyorlar ki”de ondan kendilerine ufuk açmış bir insan olarak bahsederler. Servet-i Fünun zümresinin bir araya gelip edebi bir mektep halinde teşekkülünde amil olan Ekrem’i bütün gençler mürşit tanımışlar ve kendisine Üstad-ı Ekrem unvanını vermişlerdir.” sözlerini yazmıştır.
Araba Sevdası kitabı 264 sayfadan oluşmaktadır. Yayınevine ve özel baskısına göre sayfa sayısında değişiklikler olabilmektedir.
Araba Sevdası kitabının türü realist romandır. Realist romanlar, olayları, insanları ve toplumları gerçekçi bir biçimde ele alan romanlardır. Gözlem ve araştırma esasına dayanmaktadırlar. Realist akımdan etkilenmiş olan üç adet roman örneği aşağıda listelenmiştir.
Recaizade Mahmut Ekrem, "Araba Sevdası" isimli eserinde, Fransız kültürüne hayran olan ve yanlış Batılılaşma tipinin tüm özelliklerini üzerinde taşıyan Bihruz Bey’in hayatını konu almaktadır. Başkahramanı Bihruz aracılığıyla romantizm akımıyla da alay eden eserde olay son derece azdır. Kitapta realist akımın etkisiyle dış mekan ve kıyafet tasvirlerine geniş yer verilmiştir. Eser bir sosyal tenkit örneğidir.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Recaizade Mahmut Ekrem ile ilgili yazdığı makalede eseri “Bir örf ve ?det romanı olarak, dikkate değer. Yazık ki Ekrem Bey bu kitabı yazıldığı zamanda neşretmemiştir (1889). Kitabın Serveti-i Fünun’un kendi manevi nüfuzu altında, onu baş tanıyan gençler tarafından çıkarıldığı senelerde(1896), bu mecmuada neşre başladığı zaman ise, Türk romanı mühim bir merhale kaydetmiş bulunuyordu. Tabii zamanda hiç ehemmiyetli olmayan yedi senelik bir gecikme, hazır ve bol örnekler karşısında, tekamülün o kadar çabuk olduğu, beşer senelik farkla yetişenlerin dili birbirinden başka türlü kullandıkları bu hızlı taklit ve yetişme devrinde, ‘Araba Sevdası’nı adeta yalnız muharriri için ehemmiyetli bir vesika haline getirmiştir… Ekrem Bey kitabında en yapamayacağı şeyi yapmağa kalkmış, ona hiciv ve mizah çeşnisi vermek istemiş ve üslubunu bu yüzden ağırlaştırmıştır. Bu yapmacıkların dışında ‘Araba Sevdası’ daima dikkate değer bir eserdir.” sözleriyle değerlendirmiştir.
Araba Sevdası romanının karakterleri aşağıda listelenmiştir.
Araba Sevdası kitabı tüm edebiyatseverler için uygundur. Araba Sevdası kitabını okuyabilecek yaş grupları aşağıda listelenmiştir.
Araba Sevdası romanını okumak dönemin edebiyat anlayışına hakim olma ve Türk edebiyatında Batılı tarzda yaşamaya çalışan özenti tiplerin nasıl ele alındığına dair fikir sahibi olma konusunda katkı sağlamaktadır. Araba Sevdası kitabının kişisel gelişime katkıları aşağıda listelenmiştir.
Bilgilenme ve kültürel gelişme aracı olan kitap, günümüz iletişim ve bilgi çağında hem görsel hem içerik alanı içinde sayfa düzeni, kapak tasarımı ile bir sanat yapıtı ve yazar ile okur arasında ilk iletişimi sağlayan kaynaktır. Kitap kapağı, içeriğindeki mesajı görsel iletişim yoluyla hedef kitleye duyurma işlevini, estetik nitelikleriyle birlikte, resim ve yazıyı birbirini tamamlayan bir düzenleme içinde önem arz etmektedir. Kitap kapağı, yazar ile okur arasındaki mühim bir köprüdür. Kapak fotoğrafları aynı zamanda içerikteki espriyi, konunun anlamını ve dinamizmini görsel açıdan güzel bir görünüm içinde yansıtmalıdır. Çünkü kitap tüketiciye yani okura sunulmak üzere, kapağıyla paketlenmiş bir nesne durumundadır. Kitap kapağı ile kendisinin reklamını yapar ve kitap ile okuyucunun arasında bağ kurmasını sağlar.
İllüstrasyon, grafik tasarım içinde önemli bir yere sahiptir. İllüstrasyon bilgiyi bazen tasvir etmek, bazen yorumlamak bazen de belgelemek için kullanılmaktadır. Kitap kapağı illüstrasyonları yayın illüstrasyonlarına girer. Yayın illüstrasyonları; gazete, dergi, kitap ve ansiklopedilerdeki makale, haber, öykü, roman, şiir ve açıklamalara eşlik eder. Yayın sektöründe çalışan bir illüstratör, üzerinde çalışacağı metnin içeriği hakkında bilgi ve görüş sahibi olmalı, metindeki mesaj ve duyguyu resim diline aktarabilmelidir. Yayın illüstrasyonu içinde en rahat ve esnek çalışabilecek alan çocuk öykü kitaplarıdır. İllüstratör, metne estetik ve fantastik destek vermek için kendi yorumunu katabilir. ( T.C. Milli Eğitim Bakanlığı) 1984 kitabı için kapak fotoğrafının çizilme aşamaları aşağıda listelenmiştir.
Araba Sevdası kitabı için kullanılan malzemeler ve bu malzemeler kullanılırken dikkat edilmesi gerekenler aşağıda listelenmiştir.
Araba Sevdası benzeri eserler aşağıda listelenmiştir.
Recaizade Mahmut Ekrem benzeri yazarlar aşağıda listelenmiştir.