Tükendi
Gelince Haber Ver‘‘Görünen o mahvoluşa yazgılıydım. Yeni yaşantımın hevesli atılımları bir kandırmaca olmaktan öteye geçmeyecek miydi? Ben’i aşan tevazu gösterileri bu kadarlık mıydı? Uzun zaman sonra kendimi ilk kez böyle çaresiz duyuyordum. Akıllanmamıştım. Şişelere bulaştım mı, dünyalılarla sıkı fıkı oldum mu, kendimden uzaklaştım mı başıma neyin geleceğini bilmiyor muydum? O zaman neden kendime hakim olamıyordum? Üstelik bilincimi kıracakken onu daha çok keskinleştiriyor, tepeme oturmasına izin veriyordum. Buzullarda bir mağaraya sığınmış, girişini karla örmüştüm. İşte dün gece içerde bir ateş yanmıştı. Sonunda bu kovuk suyla dolacak ve gün ışığı yırtıcı pençelerini savuracak. Donmuş cesedime baktıklarında çarpık suratımda acı, çaresizlik ve yakarış görecekler. Oysa ben ne yaşamı ne de ölümü bilen bir dalgacık olmak istiyorum.’’
Kaya Uyumsuz için seyyahlık bitmiyor. Varılacak bir durak olmadığının farkında. Çünkü o hep çemberin dışında. Gene bohçasını sırtlanıyor ve bir keşiş gibi Dikili’deki kulübesine çekiliyor. Şehrin darlığından uzakta münzevi bir yaşamın peşinde.