Bu kitapta, yedi iklimli yedi medeniyetli Anadolu coğrafyasında, 600 yıllık bir imparatorluğun küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş hikayesini bulacaksınız.
Bu kitapta; Kuvayı Milliye kalpaklı devrimcilerle, ileriye geride arayan medrese öğretisinin devrimleri paranteze alma niyetlerinin ideolojik ve stratejik derinliğini bulacaksınız...
Hem modernist hem muhafazakar; geleneğin bazan milli ucuna bazan dini ucuna sarılan, laiklikle sorunlu milliyetçiliğin paradokslarını bulacaksınız...
Bu kitapta; Milli Mücadelenin ön saflarından gelip pişman olmuş gibi gerilere düşen sırdaş ve yoldaşların hikayesini bulacaksınız...
Bu kitapta, Selanikli Mustafa`ya Hilafet rüşveti öneren hocaları göreceksiniz...
Bu kitapta; iflas etmiş öğretilerine yeni bir yol, yeni bir felsefe bulamayan sosyalist ve liberal entellerin, kronikleşmiş Cumhuriyet nefretlerini bulacaksınız.
Bu kitapta; bir yanda etno-kültürel kimlik travmasına bir yanda aşiret bilincine sürüklenen yapıların yanlış cumhuriyet(!) sendromunu bulacaksınız...
Bu kitapta; olayları ve zamanı bütünüyle kuşatan, gecesi ve gündüzü olmadan bazan cephelerde bazan kürsülerde, herkesi ve her projeyi yöneten, tarihin kucağına doğmuş, sanki onun memelerini emmiş, oyun kurucu bir siyaset dehasını bulacaksınız.
Saltanatla cumhuriyetin, ileri ile gerinin, aydınlık ile karanlığın, medrese ile modernitenin, millet ile ümmetin, demokrasi ile teokrasinin bitmeyen kavgasını bulacaksınız...
Bu kitapta; Sürüklendiğimiz toplumsal şizofreniden kurtulmadığımız sürece, modernleşmenin bile ötesine geçen uygarlığı, Katip Çelebi`nin 16. Asır diliyle,"öküzler gibi seyreden" kalabalıklar olmaktan kurtulamayışımızın şifrelerini bulacaksınız…
