Yirminci yüzyılın başında kadınlar cinsellikten özgür aşka, vatandaşlık haklarından demokrasiye, annelikten ev işine gündelik hayatın her alanında yaşadıkları sorunlardan nasıl toplumsal bir dönüşüm yaratabileceklerini tartışıyorlardı. Kadınların "modern" bireylere dönüştüğü bu tarihi kesit hâlâ tek bir soru sorduruyor: Bugün, yüz yılı aşkın bir süre sonra daha iyi durumda mıyız?Yeni Bir Çağ Hayali, Yirminci Yüzyılı Yaratan Kadınlar, göçün ve kentlerin yeniden şekillenişinin, küresel ticaretin, seri üretimin damgasını vurduğu 1880’lerden başlayarak Birinci Dünya Savaşı’na giden süreçte kadınların uyanış ve bilinçlenme arayışlarını tüm yönleriyle sergilerken, ‘60’lardan itibaren yeni teorilerle daha güçlü bir biçimde sahneye çıkan feminist hareketin tohumlarının atılış öyküsüne de tanıklık ediyor. Yirminci yüzyıla, kadın hareketinin geçirdiği evrelere, yarattıkları dönüşümle günümüzün toplumsal cinsiyet algısını tahminlerinin ötesinde şekillendirmiş bu kadınların mücadelesine, yalnızca yazdıklarıyla veya sansasyonel eylemleriyle öne çıkanların değil, bir köşesinden harekete dahil olmuş kadınların, günlük yaşam hayalcilerinin ve maceracılarının hayatları üzerinden de bir kez daha bakmak gerekiyor.