Tükendi
Gelince Haber VerEdebi zevk ve estetik zekaya sahip olan Yavuz Sultan Selim hakkında, dönemin tezkireleri övgüyle söz ederler. İyi bir Farsça ve şiir bilgisine sahip olan şairin, İranlı şairlerden Sadî, Camî, Selman, Hafız ve Kemal-i İsfehani gibi şairlerden etkilendiği görülmektedir. Osmanlı sahası şairlerinden de Kemalpaşa-zade, Taci-zade Cafer Çelebi, Müeyyed-zade, Revanî, Sürurî, Halimî gibi sanatkârlar; takdir ettiği, sohbet meclislerine kabul ettiği şairlerdendir.
Şiirlerinde ağırlıklı olarak aşkı işleyen Sultan Selim, Fuzuli’de olduğu gibi aşk derdinden hoşnuttur. O, ilaç kabul etmez bir gam hastasıdır. Şiirleri incelendiğinde, bu marazi aşk duygusunun, Divan’ının neredeyse tamamına sirayet ettiği görülür.
Dini ve tasavvufi şiirlerinde de aşk yüklü serzenişleri, Allah’a yalvarmaları dikkati çeker. O, hemen bütün şiirlerinde kudretli bir hükümdar olmaktan ziyade sevgili karşısında aciz, bîçare, kendinden geçmiş, sevgilinin kulu kölesi, Allah’tan gayrısına meyletmeyen, aşk derdiyle yanıp tutuşan bir gam şairi olarak karşımıza çıkar.
Farsça Divan’da çoğu aşk şiiri olmak üzere, bir hükümdar edasıyla kaleme aldığı merdâne, kahramanâne şiirler, günlük hadiseleri ve yaşadığı yöreyi konu edinen şiirler de yer alır.