Tükendi
Gelince Haber VerYABANCI:
ŞAHMERAN
YABANCI SERİSİ 1. KİTAP
Sen cennetin varlığından gurur duy,
ben cehennemi istiyorum.
Yağan kar şiddetini gitgide artırıyor, koyu renk saçlarıma tutunan kar tanelerinin sayısı çoğalıyordu. Konuşmadı, konuşmadım. Sessizlik... Aramızda her daim geçerli olan bir alfabeydi sessizlik. Ben de bu alfabeye bir kez daha boyun eğdim ve uzun, titreyen parmaklarımı avuçlarımın içine bastırdım. Elimi yanıma indirdiğimde avuçlarımda eriyen kar yere damladı...
Rengi, kan rengiydi.
Rengi, kaybın rengiydi.
Rengi, bir cinayetin rengiydi.
YABANCI:
VEYL
YABANCI SERİSİ 2. KİTAP
Tanrı, şeytanın inini
cennete sakladı.
Kahverengi gözleri bana kabuk bağlamış yaraları anımsatan küçük bir kız çocuğu tanıdım. Onu parçaladım, mahvettim, yok ettim. Onu korudum, kurtardım, var ettim. Zihnimi durduramadım. Bir rüzgâr esti ve tavandaki lamba uğursuz bir ses çıkararak yavaşça sallandı. Gökyüzümü kara bulutlar kapladı, yağmur yağdı. Terk edilmiş bir kasabada geceler kimsesizdi, güneş yok oldu, ay sabah olunca doğdu. Boş bir arazide bir yel değirmeni döndü, döndü, döndü…
Sonra sana bir masal anlattım.
Ve seni ölüm uykusuna yatırdım.
YABANCI:
ELYEL
YABANCI SERİSİ 3. KİTAP
Yaşamın suda başladığını biliyor muydun?
O karanlık derinlikte hüzünlü bir mucize.
Yaşamın varoluşa öğrettiği ilk gerçek yalnızlıktı.
Ağır adımlarla loş ışığın aydınlattığı odaya girdiğimi, yavaşça ona doğru yürüdüğümü, yatağın başında durup ona baktığımı hayal ettim. Bazen uykusunda huzursuz olurdu, çoğu zaman buna kayıtsız kalırdım. Beni ilgilendirmezdi, ilgilendirmemeliydi. Ona kıyamadığım gecelerde ilk önce kendime sinirlenerek tavana bakar, ardından onu kollarımın arasına çekerdim. Huzursuzluğu kaybolurdu.
O, kollarımda habersizce, huzurla uyurken ben bu gecelerin sonumuzu getireceğini bilirdim.
Suda başlayan yaşama suda son vermek…