Tükendi
Gelince Haber VerVar olan dünyamız ortaya çıkmadan çok önce farklı evrenler vardı. Bu evrenler arasında geçiş beyaz ve kara deliklere oluşturulmuş köprüler vasıtasıyla gerçekleşiyordu. İşte iki yüz milyardan fazla galaksinin bulunduğu evrenlerin birinde, kayalık ve ağır metallerden oluşan bir gezegen diğer bir gezegenle çarpışarak galaksilerden birinin yaşanabilir bölgesindeki güneşin yörüngesinde kendine bir yer buldu. Zaman yüzeyin şeklini değiştirirken yeni yaşam formları da oluşturdu. Ancak birinci yok oluş sürecini daha başlamadan bitirdi. Gezegenin yeniden kendini yaratarak farklı bitki türleri, su ve kara yaratıklarının ortaya çıkışı için beş yüz bin yıla yakın bir zaman gerekti. Azalan meteor ziyaretleri ve depremler bazı yerleri çölleştirirken bazı bölgelerin de buzullarla kaplanmasına neden oldu. Ormanların içerisindeki devasa canlılar ile karada ve havada yaşayan böcek türleri gezegenin yüzeyine dağıldı. Ancak yer küre bu gelişimini tamamlayamadan büyük bir meteor çarpmasıyla ikinci yok oluş gerçekleşti. Nihayet yüz bin yıllık bir durgunluktan sonraki dönemde, canlı formların atalarının birçoğu yeryüzünün faunasını oluşturmaya başladı.
Tüm bunlar olup biterken, bir başka evrende, Üçüncü Göz Gezegeni’nde çok farklı şeyler oluyordu. İşte bu hikaye tam da orada başladı.