Tükendi
Gelince Haber VerDinlemeli!
Duvarda asılı duran sazın duyulmayan tıngırtısını,
Oturduğu sandalyenin verdiği rahatsızlığı,
kolunu dayadığı masanın gıcırtısını dinlemeli,
Koğuşta hissedilen nemin verdiği rahatsızlığı hissetmeli en derinden,
Özgürlüğünün elinden alınarak, dört duvar arasına sıkıştırılan şiarını düşünmeli aralıksız,
O an çay gelmeli bir devrimcinin önüne,
tek şeker atıp karıştırmalı
kendi iç hesaplaşmasını yaşamalı
ve sormalı kendisine şu soruları ardı ardına
Vatan, nasıl olur da, bu denli karşılıksız sevilir?
Bir insan öz varlığını
Halkı için nereye kadar feda edebilir?
Nasıl olur da, mor binliklere çevrilebilecek mühendislik diplomaları hiçe sayılabilir?
O an, o ana kadar yapılan eylemlerin
doğrusunu yanlışını değil
Halka duyulan saf seviginin geldiği son noktayı ve bedelini sorgulamalı insan iç hesaplaşmasında
İdam fermanı çıkmış ise bir devrimcinin
o an atacağı son adımı,
söyleyeceği son sözleri kararlaştırmalı
Ardına dönüp bakmamalı son yürüyüşüne başladığında tıpkı deniz gibi,
güçlü, mağrur, gurur dolu bir yürüyüş olmalı
Temiz, pak olmalı
Arka fonda Rodrigonun Gitar konçertosu çalmalı hafiften, müziğin ritmine bırakmalı kendini,
ideallerinin, şiarının bedeli olan son yürüyüşünü tamamlarken,
final sahnesinin yaşanacağı o müstesna an
özgürlüğe ve tam bağımsızlığa duyulan aşkın zirvesinin yaşanacağı,
Gelecek nesillere örnek olunacağı o an
yürümeli pervasızca idam sehpasına
ve diretmeli son ana kadar
Tam Bağımsız Türkiye şiar`ını korkusuzca ölüme meydan okurcasına,
tıpkı deniz gibi,
tıpkı 3 fidan gibi
Yoldaşım Deniz`in bıraktığı yerden