Tükendi
Gelince Haber Ver9. Hariciye Koğuşu’nda bir inilti duyuluyor. Acı, elem, keder hepsi iç içe… Doktorlar, *Keseceğiz bu bacağı!* diyorlar. Peyami ise, *Hayır, iyileşecek!* diyor, iyileşiyor. Koskoca bir imparatorluk çöküyor bu kez omuzlarına. Hayret! O çelimsiz omuzlar bu yükü de kaldırıyor. Peyami Safa, dimdik duruyor o emsalsiz azmiyle.
Savaşlar, yıkımlar, işgaller ve felaketler… Hangisi korkutabiliyor ki onu? Türklük kanı, damarlarında delicesine çağlarken, onu yıkmak kimin haddine? Bir savaşçı Peyami Safa. Kalemiyle, kelamıyla savaşıyor. Cehalete, ihanete ve Türklüğe hakarete karşı, tam 43 yıl savaşıyor.
Dünyaya babasız açtığı gözlerini, evladının acısıyla kapatıyor. Hastalıklı bir beden, hastalıksız bir ruh… Azim deyince ilk o geliyor akla. İmkânsızın sırtını, o çelimsiz adam getiriyor yere.
Her savaşçı kılıç kullanmaz elbet. Bazı savaşçılar vardır ki, yüreğiyle ve kalemiyle meydan okurlar zamana. Kendi destanlarını yazarlar tabiri caizse. Tıpkı Peyami Safa gibi…