Ülkelerin ekonomik kaderleri, en az yedi-sekiz yıllık bir hızlı büyüme ivmesi yakalanabildiğinde değişiyor. Türkiye ekonomisi bu tür bir fırsatı son 65 yılda hiç yakalayamadı. Her büyüme döneminin ardından gelen durgunluk ve kriz yılları kazanımların harcanmasına neden oldu. Geleceğini yitirmiş bir ülkeye döndük.Ancak çaresizlik üreten koşullar arasında umut ışıkları da pırıldıyor. Geçmişten ders almayı yavaş yavaş da olsa öğreniyoruz. Cumhuriyetin 80 yıllık birikimi ve dışa açılma döneminin 23 yıllık deneyimi, bir atılımı mümkün kılacak kadar zengin. Sancılara rağmen demokrasinin derinleşme süreci devam ediyor. Türkiye’nin başlıca sosyal ve ekonomik göstergeleri, bir hızlı büyüme dönemini başlatacak düzeylere çok yaklaştı. Herşeye rağmen bir umut var...Hızlı büyüme her sorunu çözmeyecek ama yedi kader yılını, yedi umut yılına dönüştürdüğümüzde geleceğimiz biraz daha aydınlanacak. Elinizdeki kitapta bu gelecek umudunun ipuçlarını bulacaksınız.