Tükendi
Gelince Haber VerKörfez Savaşı, kitle iletişim araçları kanalıyla bütün dünya tarafından izlenmesi olası ilk savaştı. Ekranlar kanalıyla bir bakıma gözlerinizin önünde cereyan ediyor gibi görünse de olup bitenlerin bu çok sınırlı ve hesaplı kitaplı gösteriminde, kuşkulu bir nitelik kazanıyordu savaş. 1991`de bana turuncu renginde gibi görünen bir tülün gerisinden izlediğim savaş çığlıkları, eskesinden daha kararlı bir şekilde 2003`ü karşıladı. Ben bu sesleri tanıyorum, diyordum haber bültenlerine kulak verirken, bu hayata ve barışa meydan okuyan kaba saba sesleri, süpergüç fütursuzluğunu, yoksulluklara ve borçluluklara açıklanan sessizlik ve itaatleri, tercüme analizleri, fırsat düşkünlüğünün araya sıkıştırdığı yarım yamalak senaryoları tanıyorum. Dünya siyasetinin amamen tek kutuplu sayılmadığı İslamiyetin şimdi olduğu şekil ve içerikte terörizm üzerinden konuşmadığı o yıllarda, savaşı protesto eden insanların daha fazla sorgulama hakkına sahip ve dolayısıyla daha umut dolu oldukları söylenebilir. Turuncu Günler`deki notların en azından bir kısmı Körfez Savaşı`yla ödenen bedellere rağmen değişmeyenleri biraz olsun hatırlatabilirse, ne mutlu bana...