Tükendi
Gelince Haber VerTürkiye’deki ana düşünce akımlarından İslamcılık ve onun milliyetçilikle ilişkisi güncelliğini hala koruyan bir konudur. Bu açıdan Türkiye’de 1945-1960 yılları arasındaki İslami canlanma atmosferinde kendilerini milli ve dini değerler üzerinden tanımlayan bir grup dergi ve aktörün ürettikleri milliyetçi ve maneviyatçı içeriğin analiz edilmesi düşünce tarihimizin temel meselelerinin kavranması bakımından büyük önem taşımaktadır. İslamcılık düşüncesinin 1960 sonrasında tercüme hareketleri ile kazandığı çizgiden farklı olarak 1945-1960 arasında milliyetçilik ile ne şekilde iç içe geçtiği üzerinde durmaksa daha da önemlidir.
Canan Özkılıç Cebeci Türkiye’de İslami Canlanış Dergiler ve Söylemler (1945-1960) kitabında kendilerini zaman zaman dindar-milliyetçi ya da mukaddesatçı diye tanımlayan dergilere ve açtıkları çalışmalara eğiliyor. Diğer yandan maneviyatçı gibi genel bir başlığın altında hangi alt başlıkların yer aldığı sorusunun peşinden gidiyor. Çalışma, dönemin aydınlarının dini içerikli bir milliyetçiliği kimliklerinin bir parçası görmelerinin altında yatan saikleri, komünizm karşıtlığı gibi hususları gündeme taşıyor. Maneviyatçı söylemlerinin temelinde ise dönemin bir önceki devir İslamcılık düşüncesinden farklı olarak devleti değil insanın maneviyatını kurtarmak dönemi olmasıyla dergileri çıkaranların felsefi ve tasavvufi yönelimlerinin bulunduğunu ileri sürüyor.
Bir donemin İslami canlanışını dergiler ve söylemler çerçevesinde ele alan kitap İslamcılık düşüncesinin farklılıklarını olduğu kadar müşterekliklerini de kavramayı sağlıyor. (Arka Kapak)