Tükendi
Gelince Haber Ver*Türkistan Rüyası* kitabı, Dr. Hayati Bice’nin hayatındaki önemli gelişme ve olayların roman tadında kaleme alındığı eseridir. Ancak, kitapta anlatılan olaylar sade bir hatırattaki gündelik olayları içermez. Komünizm sonrası Türkistan Cumhuriyetleri’nin durumu, Türk yurtlarında misyonerlik faaliyetleri, Kerkük dramı, Doğu Türkistan’da Türk asimilasyonu, Yesevilik tasavvufun günümüzde nasıl yaşanacağı konusunda çok önemli bilgiler, Allah dostlarından tavsiyeler, gibi birçok konu yaşanmış olaylar etrafında inanılmaz gerçeklikleri ile yazıldı.
Otobiyografik bir roman olan *Türkistan Rüyası*nda, yazar Dr. Oğuz Karaçay takma adı ile okurla buluşur. Kitapta yer alan isimlerin bazıları rumuzlu isimleri ile konuların içinde yer alsa da kamuoyu tarafından iyi bilinen veya maneviyat sahasının önemli şahsiyetleri gerçek isimleri kullanılarak olaylara kahraman olmuştur.
Türkistan’ın bir ucunda görülen, Türkistan’da mânanın maddeye bir kez daha hâkim olacağını müjdeleyerek Türk’ün milli ruhunun konulmasını vurgulayan ve kitaba ismini veren *Türkistan Rüyası* başlı başına bir ruhanî nasip meselesini gözler önüne seriyor. Dr. Hayati Bice, etkili bir tasavvuf silsilesinin *yaşayan mürşid-i kâmili* Mustafa İhsan Karadağ ile buluşuyor ve Kazakistan’a gidiş gelişlerinde O’nun manevî rehberliğine müracaat ediyor. Medine’de, Ravza-ı Mutahhara gölgesinde tanıştığı Kaşgarlı bir Uygur Türk’ünden aldığı Divan-ı Hikmet`i parça parça yayına hazırlayan Bice, gördüğü ‘ağır bir rüya’nın Mustafa İhsan Karadağ Dede tarafından yorumlanması için huzura varıyor; mürşidi kahramanımıza, görülen rüyanın derin bir anlamı olduğunu söylüyor ve… Görev başlıyor.