Tükendi
Gelince Haber Verİlkokuma yazma, binlerce yılda oluşmuş işaretleri kullanarak duygu ve düşüncelerin anlatılması yazma, yazı ile anlatılan bu duygu ve düşünceleri okuyarak anlayabilme etkinliği de okuma olarak ifade edilir. Okuma yazma öğretiminde, her iki temel beceri eş zamanlı olarak öğretilerek öğrencilerin küçük birer mucize gerçekleştirmesi sağlanıyor. Okuma yazma temel becerileriyle, kişinin anadili alt yapısı oluşturuluyor. Bu anlamda gerçek bir "okur yazarı", okuma yazma becerilerini yaşamın bir parçası olarak kullanan kişi; okuma yazma becerilerini, yaşamın bir parçası haline getirememiş kişileri "ümmi" olarak ifade ediyoruz.
Okuma becerileriyle kişi kendi seçiciliğiyle bilgi girdisi sağlayarak, bu bilgileri kendi kültürel alt yapısıyla yorumlayarak ortaya yeni bir ürün koyabilecektir. Bu ürün, makale, deneme, öykü, şiir, oyun, güzel bir konuşma olabileceği gibi şarkı ya da türkü söyleme de olabilir. Okuma yazma, "yaratıcı bir kişiliğin" oluşması ve "bir özgürleşme eylemi" olarak ifade edilebilir. "İlkin çocuk için gizemli bir yapıya sahiptir okuma. Elinde bir kitap ya da gazete olduğu halde koltuğunda uzun süre oturan yetişkinin bu davranışı çoğu kez etkiler çocuğu. Bilmediği, anlamadığı bazı şeyler vardır sayfalar arasında. Elinde bulunan resimli kitapları çocuğa göstererek yazı biçimlerinden tanıdık sesler çıkaran erginin bu davranışı çocuğun merakını bir kat daha kamçılar. Hele bu kitaplardan kendisine bazı öyküler okunduğunda artık, bu gizemli aracın hoşa giden bir yapıya da sahip olduğu çocuğun zihninde kesinlik kazanır....." Bazı çocukların kitap tiryakililiği yedinci yıla özgü bir görünümdür.
Okumayı rahatlıkla söken ve toplumsallaşma dönemine ilk adımlarını atmış olan çocuk, çoğu kez yemek yerken bile, kitaplarını masaya getirmekten hoşlanır. Büyüklere özgü en önemli gizlerden birini daha çözmüştür şimdi. Hem bu kez, yürümede ve konuşmada olduğu gibi kendiliğinden değil de, özel kişisel çabasıyla gerçekleşmiştir bu durum (Gürün, 1984: 147-148)