Tükendi
Gelince Haber VerÖğretici bir aileden gelen dedelerim müderris, babam öğretmen ve bendeniz de 1967 sonrası çeşitli ile üniversitelerde (Atatürk, Hacettepe, Ege ve Uşak) hep öğretici oldum. Araştırmayı ve eskilerin verdiği bilgilerin üzerine yenilerini eklemeyi esas alarak tarhiçi oldum. Sanılanın aksine barışçı olan Türk`ün hayatını esas almaya çalıştım.
Geleneksel tarihçiler benim yazdıklarımı "sosyal antropoloji örneği" kabul etmişler, hatta tarih öğretimi yapılan bir yerde benim 1964`te çıkan ve Türk kırmızısını veren "kök boya" çalışmamı özellikle yadırgamışlardı. 1974`lerde Hacettepe Üniversitesi!ndeki "Medeniyet Tarihi" dersleri konuya geniş bir açıdan bakmamı sağlamıştı. 1990`larda Ege Üniversitesi`nde "Türk Kültür Tarihi" dersleri, belirlenmiş esaslarıyla bu çalışmanın hareket noktası olmuştur. Her geçen yıl derslerim tekemmül etti; ülkemin gerçeği tamamdı ama Türk alemini de ihmal etmemek gerekti.
Bir metin kaleme aldım, çıktısını 1996 Ağustos`unda, Türkmenistan`ın Cebel kasabasında talebem Aytmemed`in ailesiyle gözden geçirdim. Türkmen bilgini A. Cikiev ile de iki gün süratle gözden geçirmiştik. Aynı şekilde Başkurt Firdevs Hanım, Kırgız Tınçtıkbek de fikirlerini söylemişlerdi. Özbek bilgilernin yayınlarından istifade ettim ve son olarak 1998-99 ders yılında Bişkek`teki Manas Üniversitesi`indeki talebelerimle yeniden gözden geçirdim . Kokar yakıt, tezek`in orada da aynı ad ve işlevle yaşadığını, genç Kırgızların bunu ifade etmediklerini gördüm. Hele nerede ise "on" dan çok adı olan "dışarısı", "0" veya ötekilerinin esasını, gittiğim Türk ellerinde de köyümdeki özellikleriyle varlığını gördüm. Sonunda, bu büyük ortak değerleri kaleme aldım ve Atatürk Kültür Merkezi yayınladı. Bu yayınım sonraki yıllarda da gelişti ve gelişecektir.