Toprak insanın özüdür, hem de yaşamın teminatı. İnsanoğlu içinden geçtiği yakın süreçte bunu daha iyi anladı.
Yusuf tarlayı sürerken muhabbet derinlemesine ilerliyordu. Hikmet verdiği kararın mutluluğuyla ayaklandı. İçinde aşadığı coşkuyu dışarı taşırıyordu. Ağır adımlarla ilerledi, yerden dolu dolu bir avuç toprak aldı. Ayağa kalkıp avucunun altından savurmaya başladı. “Ey toprak! Sen nelere kadirsin. İnsanın mayası, bitkinin canı, hayvanın beslenme kaynağı… Varlığına şükretmemek elde mi ey toprak! Ayağımın altındaki güvencem, elime aldığımda sıcaklığını hissettiğim mutluluğum, ocağımın geçim kaynağı.”
Hikmet’in hayat mücadelesini, Selma’nın ona desteğini, çocuklarına sevgisini, Musa dayının babacanlığını, üretmenin önemini, köyün dinginliğini, şehrin yorgunluğunu okurken adeta iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir yaşam yolculuğuna çıkacaksınız.