Bundan 25 sene önce şiirlerimi kitap olarak bastırmak gibi bir hayalim vardı ama olmadı. Daha sonraları o şiirlerimin bir kısmını beğenmemeye başlayınca; iyi ki de olmamış dedim. Yıllar ne kadar da çabuk gelip geçiyor; 20 sene önceydi, ilk senaryorum amatör bir çalışmayla filme dönüştürdüğüm ve akabinde (kendime göre) iddialı ikinci bir senaryomu yazışım. "İstikbal"ı bütün gayretlerime rağmen filme dönüştüremediğimden hevesim yine kursağımda kalmıştı.Yazmak, ibadettir, hizmettir, paylaşmak ve dertleşmektir. Yazarak öğrenmenin, yazarken düşünmenin ne demek olduğunu yine yazanlar bilir. Biz Türklerin yazmak gibi alışkanlığımız yoktu. Çok şükür son yıllarda konuşanlarımızın yanısıra yazanlarımız da artmaya başladı. Ben de bu kervana dahil olmak, yüzlerce yazımın içinden seçtiklerimi bir kitapta toplamak ve "ehl-i kitap"lardan olmak arzusundaydım.Galiba nasip bugüneymiş... Hep, "iyiliği yap, at denize. Balık bilmezse Halık bilir" düsturundan hareket ettiğimize inanıyorum. Yumurtalarını kuma gömdükten sonra arkasına dönüp bakmadan çekip giden kaplumbağalara benzetiyorum benim dahil olduğum kuşağı. Bu ilk kitabımız, biraz da arkada bıraktıklarımız sahiplenmek ve geleceğe emin adımlarla ilerlemek için atılan bir adımdır.