Tükendi
Gelince Haber VerŞairin 1979-2023 yılları arasında toplam 44 yıllık siir serüveni ve birikimini TOPLU ŞİİRLER`iyle selamlıyoruz Kafekültür olarak.
"Şiir ve kültür-edebiyat üzerine denemeleri, yaşadığı yörelerin, çocukların çok yakın bir yazar dostudur Bülent Güldal." Şairin yakın dostu ve yayıncısı Halil Gökhan sözlerini şöyle sürdürüyor: "Tadını hatta bahçesini kendine saklayan bir olgunluk meyvesi ağacıdır Bülent Güldal. Tevazu ya da üst şiirsel farkındalık (bu sözcüğü çok sevmesem de tam yeri doğru kullanım olarak) evrenin kıyısında ama Şiir`in tam ortasında, sözün kanatlarıyla da Kazdağı yükseklikleri neler söylüyorsa o sözlerin zirvesinde konumlamıştır kendisini. Mekân değil Zaman şairidir daha çok. Yer değil, Hep`lik, devamlılık ustasıdır... Bitmeyen şarkılarla çağından zerre kopmayan ve gelecek zamanlara da ışık veren bir ses."
Şair Bülent Güldal TOPLU ŞİİRLERİ şu geçmiş kitaplarından oluşuyor:
DÖRDÜNCÜ CEMRE * DURGUN SİS * SABAHA BİRİKEN * ANASI OKYANUS * YAĞMURKUŞUNUN TÜRKÜSÜ * ŞİİRTÜVEN SOFRASI EZGİLERİ * ŞAKAYIK ŞELALESİ * ŞEHLÂ MENEKŞE * ZAMBAK KAPISI * İÇLİ BİR TÜRKÜDÜR ÖMÜR GÜZ DALLARININ DİLİNDEN * BETON AĞAÇLAR ALTINDA * YAĞMUR SALKIMLARI * GÖZ MASALI * AŞK SESLİ ORKESTRA
Güldal`ın şiir sanatı hakkında usta ve dost şairlerden bazı sözleri hatırlayalım:
"-O kırgın Güldal’ına-
öyle bir körfez sabahı ki ‘sorma gitsin’
bulut olmuş dağları, köpük olmuş denizleri
kum olmuş nehirleri, sorma gitsin"
(Sorma Gitsin) AHMET UYSAL
*
“Dünyayı yaşanabilir kılmanın özleminin altında sınıfsal konumunun iticiliği yatar. ‘Ben o çamaşırcı kadının oğluyum hâlâ’ (s: 88) gerçekliğini hesaba katarsak, geldiği ve durduğu yeri bilen bir şairdir Güldal. Sınıfsal bakış açısı fantastik bir şiir görünümünü andıran Satranç’ta da su yüzüne çıkar: “Taç kimin başındaysa şah odur, deli ya da veli / atadan kalma nişanesidir hükümranlığın” (s: 50) göndermesiyle. Ne var ki gül kıvamındadır öfkesi. Özenli bir üslupla konuşturur izlerini. Geçmişle gelecek bağlamında sesiyle, rengiyle anlamlı bir leke oluşturmak amacındadır. Aşka vurgunluğu yaşama bağlılığın öbür adıdır. Önceden de belirttiği gibi ürperdiği noktada derin bir hayranlıkla yoluna devam eder. Sevgilinin gözlerinden yansıyan ışığı son damlasına değin değerlendirir.”
AHMET GÜNBAŞ
*
“Bülent vefa… Mahzun Doğan soruyor: ‘Bülent Güldal’ı nasıl bilirsin?’ İyi bilirim ve böyle bilirim. Çok yaşa Bülent, çok yaz, iyi yaz! O uzak yalnızlığının, ayağına dolaşıp durmasına izin verme. Yıldızın hep parlasın!”
HÜSEYİN YURTTAŞ