Tükendi
Gelince Haber VerŞiirler yazdı adam, ardından hüzün kokulu şarkılar...
Yaşadıklarına, yaşattıklarını katık edip bir notanın tınısına gizledi.
Hepsinin apayrı öyküleri vardı; kimisi kalın, kimisi derin çizikler atmıştı, sıvası dökük duvarlarına.
Zaman kahpe değildi aslında, *verdiklerini alabilene aşkolsun*du. O da öyküler demledi, damıttı göğüs ininde.
Sonrasında çokça hüzne bulayıp günbegün döktü satırlara. Köşesi yanık mektuplar, sayfası kıvrık günlükler gibi.
Yüreğinde papatyalar açan bir adamdı o. Bütün yapraklarında *seviyor* yazan bir tarla dolusu papatyayı satır aralarına sakladı.
Olur da bulursanız, tek bir yaprağını bile, koparmayın n’olur!
*Bu asırda, bu kadar dağınık uğraş içinde,
*günlük* yazmak çocukluktan mı?
Yalnızlıktan mı? Aptallıktan mı?
İnsanın konuşacak iki kulak bulamaması, ne kadar da kötü.
İnsanın insan yığını içinde insansız kalması, ne kadar da kötü.*