Tükendi
Gelince Haber VerEski çağlarda insanların çok fazla besin seçeneği olmadığı gibi bu besinleri sağlıklı koşullarda hazırlama, pişirme ve saklama olanaklarının da olmadığı iyi bilinmektedir. Oysa günümüzde besin çeşitliliğindeki artışa paralel olarak bu besinlere erişim ve tüketim de giderek artmıştır. Bunun sonucunda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde aşırı beslenmeye bağlı şişmanlık ve ilişkili diğer sağlık sorunları hızla artış göstermiştir. Besin çeşidinin artması ve insanların çeşitli besinlere kolaylıkla ulaşıp tüketebilmesi, bir yandan aşırı beslenme ile ilgili sağlık sorunlarına zemin hazırlarken, diğer yandan da dengesiz beslenmenin yol açtığı sorunlara neden olmaktadır. Beslenmenin insanların en ilkel ve en temel fizyolojik gereksinimi olması yanında, psikolojik ve sosyal boyutlarının da olduğu iyi bilinmektedir. Hemen hemen çoğu sosyal aktivite, yemeyi içmeyi de beraberinde getirir. Bundan başka tüketilen besinlerin çeşidi, miktarı ve hatta tüketilme zamanının bireylerin duygu durumlarına göre farklılık gösterebildiği bilinmektedir. Her koşulda yeterli ve dengeli beslenmeyi sürdürebilmek, beslenme bilim ve sanatını iyi bilmeyi ve uygulamayı gerektirir. Bu bilim ve sanatı en iyi uygulayan meslek mensuplarının Beslenme ve Diyetetik eğitimi almış DİYETİSYENLER olduğu bugün tüm dünyada kabul edilen bir gerçektir. Günümüzde teknolojik gelişmeler sayesinde pek çok bilgiye kolaylıkla ulaşabilmek olanaklı hale gelmiştir. Bu durum bir yandan kısa zamanda bilgi zenginliği fırsatı gibi görünmekle birlikte bilgi kirliliğine yol açma olasılığı da göz ardı edilemeyecek boyuttadır. Beslenmenin sağlığın korunması ve geliştirilmesindeki rolünün giderek daha iyi anlaşılmış olması, farklı meslek mensuplarının ve disiplinlerin bu alana ilgisini de artırmıştır. Sağlıklı bilginin üretilmesi, uzun süreli ve nitelikli eğitim ve araştırmaları gerektirir. Bu doğrultuda, sağlıklı ve doğru bilgiye ancak güvenilir kaynaktan erişilebileceği unutulmamalıdır.