Tükendi
Gelince Haber VerMarifetnâme
erzurumlu ibrahim hakkı’nın *mârifetnâme*si, yazıldığı 18. yüzyıldan bu yana bütün türk-islâm dünyasının en çok okunan eserlerinden biri olmuştur. Bulak (Mısır), İstanbul ve Kazan’da defalarca basılan bu büyük eser, Fransızca ve Farsça’ya da çevirilerek bütün dünyada ilgiyle okunmuştur.
Mârifetnâme dinî, tasavvufî, sosyal ve tabiî bilimlerin tümünü içinde toplayan muazzam bir ansiklopedidir. Denilebilir ki, Mârifetnâme başlı başına bir kütüphanedir. Bizden önceki nesiller on
dan çok şey öğrendiler, biz de öğrenmekteyiz ve gelecek nesiller de öğreneceklerdir.
Kimyâ-Yı Saâdet
İnsanın saadeti; Allah (c.c.)’ı bilmektir.
Peygamberlik ve Velilik, İnsanın Yaradılışı, Kalbin Varlığı, Ruh ve Mahiyeti, Ölüm ve Hakikati, İlim Öğrenmek, Komşu Hakları, Büyük ve Küçük Günahlar, Tevbe, İbadetler, Muamelat, Temizlik, Abdest, Namaz, Oruç, Hac, Zekât, Sadaka, Alışveriş, Nikâh, Evlilik, Helâl ve Haramlar.
Müzekk’in-Nüfus
Kadiriler arasında Abdülkadir-i Geylânî’den sonra tarikatın ikinci pîri sayılan Eşrefoğlu Rûmî daha hayatta iken büyük bir velî kabul edilmiştir. Evliya Çelebi, Eşrefoğlu’nun içinde medfun bulunduğu İznik’teki cami ve dergâhtan da bahsederek ondan *yetmiş bin müride mâlik bir pîşvâ-yı âşıkân* diye söz etmektedir.
Şeyh ve mutasavvıf Eşrefoğlu Rûmî’nin sade bir Türkçe ile yazdığı Müzekki`n-Nüfûs, Eşrefoğlu’nun en şöhretli eseridir. Dünya muhabbetinin sebeplerini, yarar ve zararlarını anlattığı kısımda *bu kitabın Türk dilince söylenmesinin sebebi, yeni öğrenmeğe başlayanlara kolaylık olması içindir.* ifadesiyle en
evvel mensubu olduğu milletini gözetmiştir.
Bu eser, Orta Asya’dan Anadolu’ya göçüp burasını ezeli ve edebi yurt edinen Türklerin tasavvufî ahlakı öğrenip benimsemesinde asırlar boyu önemli bir rol oynamıştır.
Nefis terbiyesi ve tarikat âdâbı mevzûunda kaleme alınmış bu
eser 1448 de tamamlanmıştır.