Kitapta ele alınan mikrokozmos ile makrokozmos arasındaki benzerlikler holografij evren teorisinin ispatı niteliğindedir.Holografik evren teorisi ise evrenin ve yaratılışın en büyük gerçeğine vurgu yapar. Bu teori büyük bir uyanışın da habercisidir. Bu uyanış, yüzyıllar öncesinden tasavvufçuların "insanda Tanrısal sırlar gizlidir" demelerinin ne anlama geldiğini gün ışığına çıkarmıştır.Hallac-ı Mansur da "En-el Hak" sözüyle insanın bu yönünü canı pahasını dile getirmiştir. Yunus Emre "Bir ben var benden içre" demiştir. Mevlana da " hem kendi içinde hem de döndüğü her yerde O’nun yüzünü gördüğünü" söylenmiştir.Tanrı’yı tek bir yerde aramayın, O ne yerdedir ne de gökte... Çünkü O her yerdedir. Her insanın içindedir. Her zerrededir.Aşağısı yukarıya, yukarısı aşağıya benzer. Ve en küçük zerre bile bütüne ait bilgi taşır. Bu sonsuz sınırsız evrenin ve varoluşun temel ezoterik prensibidir.Tanrı’yı çok uzaklarda aramayın O’nu belki de göz yaşınızda bile bulabilirsiniz, çünkü her varlığın içinde Tanrı’dan bir öz vardır. İnsanoğlu bir gün bu sırrı iç yüzünü anladığında, içindeki Tanrı uyanmaya başlayacak ve gerçeği kendi kalbinde bulacak... Peki ama bu gerçeği nasıl kavrayacağız.Bunu sözel olarak duymak, bu gerçekle bizi yüz yüze getirmez. Bunun için özel bir çaba ve çalışma gereklidir. Bu nedenle bir zamanlar mabetlerin içinde özel inisiyatik çalışmalar gerçekleştirilmekte ve bu gerçekle inisiyeler yüz yüze getirilmekteydi. Bu inisiyelerin yaşadıkları miraçlarıyladı. Bu aydınlanma halini tasavvuf terminolojisindeki karşılığı, içsel kıyamete doğru süren bir yükselişti.Bu devrin sonlarında geldiğimiz bu günlerdeki gidişat, bu miracın insanlık tarafından yaşanmasıyla sonuçlanacaktır.Yayınladığımız bu kitap, bu yolda sizi hedefinize ulaştıracak değildir. Ancak küçük de olsa, atacağınız bu yoldaki adımınıza bir güç katacaktır.