Tükendi
Gelince Haber Ver*I·nsan, insanüstü bir göreve seçildigˆinde, bundan kendine pay çıkarmaya hazırdır. Bu dünyaya tesadüfen gelmis¸ olmayı kabullenmek ne denli zorsa, üstün bir gücün yeryüzündeki temsilcisi olmayı kabul etmek, o denli kolaydır. Hiçbirimiz, hayatı gelis¸igüzel tüketmekle ferahlık bulmayız. Hepimiz, bir anlam pes¸inde tükenmeyi - ve böylece sonsuz varolus¸ deryasına davet edilmeyi - arzu ederiz. Elde bir anlam imkanı varsa sıkıca sarılır, yoksa o imkanı kendi elimizle yaratırız. Eninde sonunda özel -ayrıcalıklı-seçilmis¸ kis¸i olmanın bir yolunu buluruz.
Fakat seçilmis¸ kis¸i olmanın büyük bir meselesi vardır: Bir seçen gerektirir. I·nsan, benligˆine, seçilmis¸ olmanın tüm huzurunu doldurabilmek için, seçeni kendisinin yarattıgˆını unutmak zorundadır. Kahreden odur ki bu unutus¸ hayatın bos¸u bos¸una yas¸anmasından bas¸ka hiçbir nesne dogˆurmamıs¸tır. Kendi seçenini güç bela unutanlara, neyi unuttukları, digˆer seçilmis¸ler tarafından daima kanla, katliamla hatırlatılmıs¸tır.
Oysa insanın etik ödevi - oldugˆu s¸eyi tanıdıktan sonra - olabilecegˆi s¸ey olmaya çalıs¸maktır. Seçilmis¸ kis¸i oldugˆuna inanan, etik ödevini yerine getiremez; çünkü etik ödev kendinden degˆil, digˆerinden taraf olmayı gerektirir. Seçilmis¸ olma arzusunu yenip seçen olma sorumlulugˆunu üstlenmeden, bu tarafın ne taraf oldugˆu anlas¸ılamaz.
Kerem Kandemir bize bir `süre` veriyor seçen-seçilen olma üzerine yeniden düs¸ünmemiz için. Bu `süre` aynı zamanda görüs¸ açımızı kaydırarak, çıkmaz diye belledigˆimiz sokakları birbirine bagˆlayan kapıları da is¸aret ediyor. Bu sokaklarda dolas¸ıp hangi kapının nereye çıktıgˆını bulmayı ise okuyucuya bırakıyor. I·ster bu bilim-kurgu romanın tadını çıkarmak, ister etik ödevini temize çekmek için...*
Dr. Ekrem Düzen