Tükendi
Gelince Haber VerSünnet, Kur`an`a alternatif olan Peygamber uygulamaları değildir. Sünnet, Kitabın beyanı ve Kur`an`ın Nebevi tatbikatıdır...
Sünnete tabi olmak, "Allah`ın kelamına, Rasul`ün beyanına" uymak ve böylece hem Allah`a hem Rasul`üne aslında Allah`a itaat etmektir.
Sünnetin yaptırımı da tıpkı Kur`an gibidir. Örneğin, namazın hükmü farz olduğu gibi, eda edilmesi de farzdır. Namazların eda şeklini ise Sünnet düzenler. O halde namaz/hac gibi ibadetlerde- sünnete tabi olmak farzdır (farz-ı Nebevi)
Rasulullah`a itaat ve ittiba emri, birçok ayet ile müminlere farz kılınmıştır. Bu nedenle sünnete tabi olmak, zannedildiği gibi "ihtiyari" değil zorunludur...
Hz. Peygamber`in yaptığı her amel sünnet değildir. Mubah veya beşeri bir tercih de olabilir. Bir amelin sünnet olabilmesi için ya Kur`an nassına dayanması ya da üç boyutlu (sözlü, fiili, takriri) Nebevi tavsiyesinin tespiti gerekir...
Sünnetin nakil kaynakları, Kur`an, kitlesel mütevatir ameller ve hadislerdir. Ama sahih olsa bile her hadis, ameli bir sünnet içermeyebilir...