Tükendi
Gelince Haber VerDemirbaş Şarl`ın Osmanlı’ya iltica haberini alan 3. Ahmet, hudut muhafızı Mustafa Paşa`ya; Demirbaş Şarl için nazik davranmasını, Türk misafirperverliğini göstermesini emretmiştir.
Daha önce Kral Şarl`a zorluklar çıkaran Abdurrahman Paşa`nın, azarlanması da bildirildi. 3. Ahmet ayrıca; Şarl`a pek güzelce bir at ve pek güzel donanmış eyer takımıyla birlikte hediyeyi yolladığı gibi, günde 415 kuruş maaş bağladığını bildirdi.
Mağlup Kral; Yusuf Paşa`ya iltica ettiği andan itibaren hüsnü kabul görmüş, en iyi şekilde ağırlanmaya başlanmış, bu davranış için padişahtan gelecek fermana göre hareket diye bir yola gidilmemiştir. Kral`ın yanında bulunan dört yüz kişiye yakın zevata misafirperverliğimiz bütün şaşaasıyla gösterilmiştir.
Bu durumdan son derece memnun olan Demirbaş Şarl, tarihe geçen o meşhur sözünü söyler;
*Poltava’da esir oluyordum. Bu benim için bir ölümdü, kurtuldum. Buğ nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi; önümde su, ardımda düşman, tepemde cehennemler püsküren güneş… Su beni boğmak, düşman beni parçalamak, güneş beni eritmek istiyordu; yine kurtuldum. Fakat bugün esirim, Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar bana yaptılar, esir ettiler. Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da değilim; istediğimi yapıyorum. Fakat bu defa da şefkatin, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar alicenap, bu kadar asil, bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak yaşamak, bilseniz ne kadar tatlı.*
Ruslar mülteci kralı bizden kendilerine vermemizi ısrarla talep ettiğinden ve aşağıda sıralayacağımız diğer sebeplerden dolayı; Rusya’ya savaş açılmasına kara verildi. Baltacı Mehmet paşa kumandasındaki orduyu hümayun İstanbul`dan yola çıktı. Rus ordusuna Deli Petro bizzat kumanda etmekteydi.