Tükendi
Gelince Haber VerŞİZOFRENİK SEMPTOMLAR I
Gittin! Seni benden, beni senden koparttılar! Kahpe bir intihara dönüş bileti kesti gişedeki Azrail! Tımarhanelere kaldırdılar beni, kollarıma kocaman serum şişelerinde gözyaşları bağladılar!
Başlamadan bitti aramızdaki her şey! Bitti! Sen, "Bitti" bile diyemedin! "Başlayan şeyler bit(t)er, ben seni sevmeye başlamadım ki" derdim!
Bitti! Her bitiş yeni bir başlangıcın fragmanıydı! Aramızda sıradağlar gibi duran aşılmaz engel "Biz arkadaşız" diye başlayan o çocukça masal değil, gözü dönmüş psikiyatristlerin yazdıkları ufacık bir kağıt parçasıydı: "Şizofrenik semptomlar" diye başlayan ve "gözlem altında tutulmalı!" emir kipiyle noktalanan!
Ey kâri! Şimdi dinleyeceğin her şey yalandır...
“Yalan… Yalan… Yalan" Bir yalanın utana utana gerçeğe dönüşmesi, tüm gerçeklerin arsızca yalana dönmesi ve neyin gerçek neyin yalan olduğunun artık hiçbir öneminin kalmadığı bir kaosun hikâyesidir... Kocaman, hiçbir şeyle tanımlanamayacak kadar büyük bir acının hikâyesi.
ŞİZOFRENİK SEMPTOMLAR II
“TERK EDİP GİDERKEN beni, hiç değilse yatağıma bir köpeğe zehirli et atar gibi attığın KİRLETİLMİŞ bedeninden utan! Ben büyük bir suçmuşçasına yüzüme vurduğun şairliğimi çoktan unuttum! Sen hiç değilse terk edip giderken beni, yalnızlıktan kanayan kulaklarıma merhem diye sürdüğün o yalan aşk sözlerinden utan!
Utan tenime değen ellerinden, utan bakışlarından ki onlar değil miydi sanki durmadan gözbebeklerimi öpen?!
Şimdi hiçbir şey yokmuşçasına dönüp arkanı giderken hayatımdan, sen hiç değilse tanıştığımız günden utan ve unut her şeyi! Çünkü adını hatırlayınca ben en çok şairliğimden utandım!