Tükendi
Gelince Haber VerVictor Tausk 1879-1919 yılları arasında yaşam sürmüş olan öncü psikanalist ve nörolog olarak adını tarihe yazdırdı. Tausk’un Freud ile sorunlu ilişkisi, Paul Roazen’in Brother Animal kitabında belgelenir. *Şizofreni’de Etki Makinasının Kaynağı* makalesine, Freud, Tausk’un ölümünün ardından sıklıkla atıfta bulunmuştur. Ve Tausk’un eserleri arasında en bilineni budur.
Makale, Tausk’un yaratıcılığını açığa çıkaran pek çok ilgi çekici unsura sahiptir. 1919’da tıpkı bugün kadar modern olan, vaka çalışmaları için aydınlatıcı ve ilginç bir temel ortaya koyar. Buna ek olarak, yaygın bir şizofreni bulgusunu uzak bir mekanizmadan etkilenme deneyimi yorumlama ve açıklama girişimi ile değerli bir makaledir. Tausk’un en büyük başarısı, bu bulguyu ve varsayılan anlamını, psikoanalitik teori ile zekice ilişkilendirmesidir. Bu çabasında, hastayı insancıllaştırırken, metapsikolojiye katkıda bulunur.
Bu makalenin tarihte yer bulmasını sağlayan da, Tausk’un metapsikolojiye ve genel olarak şizofreninin anlaşılmasına yaptığı katkıdır. Tausk, etki mekanizmasının anlamını formüle ederken, baskı ve savunma kadar gelişim ve içgüdüsel yatırım fikirlerinden de zekice faydalanır. Fakat en kayda değer katkısı, şizofreninin zayıflamış bir egodan kaynaklandığı fikridir; benlik ile öteki, iç ve dış, geçmiş ve şu an arasındaki sınırları devam ettirme sorununun belirginliğine dikkat çeker. Sınırları sürdürme güçlükleri ile zayıf bir ego fikri, ilk kez Paul Federn tarafından ortaya atılmıştır ve şizofreninin modern psikoanalitik kavramsallığının en önemli öğesi haline gelmiştir.
Makalenin zaman zaman ağır olduğu doğrudur, bugün olsa, Tausk iyi bir editör talep ederdi. Yine de, makale can sıkıcı bir hastalığa tuttuğu dahiyane ışıkla dikkatlice yapılan okumayı ödüllendiriyor. Bugün şizofreniyi klinik olarak anlamak pek çok farklı bakış açısının bir araya gelişinde yatarken, makale hastalığın ardındaki kişi ile insani bağ kurmada bir değerin var olabileceğini hatırlatıyor. Tausk, şizofrenik hastanın isteklerinin ve korkularının, hastalık yüzünden karmakarışık olsa da, anlaşılabileceğini ileri sürer. Bu anlayış, hastanın hastalığı ile baş etmesine ve tedavinin diğer safhalarından uzaklaşmamasına yardımcı olmak için kullanılabilir.