Tükendi
Gelince Haber VerVII/XIII. yüzyıl, Moğol istilası sebebiyle yaşanan büyük yıkıma rağmen, İslam bilim ve düşünce tarihinin en velûd bilim adamlarının ve mütefekkirlerinin yetiştiği dönemlerden biri olmuştur. Bu dönemde, din ve dil ilimleri başta olmak üzere, bütün alanlarda çok yoğun çalışmalar yapılmıştır.
Kutbüddin Şîrâzî, Moğolların şehirleri yakıp yıktığı ve ülkeleri harabeye çevirdiği bir dönemde yaşamıştır. Ancak onun yaşadığı Şiraz, Merâga, Sivas ve Tebriz’in bu felaketten en az etkilenen şehirler olması, buraları fizikî ve ilmî açıdan cazibe merkezi haline getirmiştir.
Kutbüddin Şîrâzî, farklı ilim dallarında uzman bir âlim olması ve çok kıymetli eserler bırakması sayesinde kendi dönemi dâhil her dönemde büyük üne sahip olmuş ve hem aklî hem de naklî ilimlerde otorite kabul edilip “Allâme” lakabıyla meşhur olmuştur.
Kutbüddin Şîrâzî, yazmış olduğu çok sayıda eser ve öğrencileri sayesinde ışığını yaymaya devam etmiştir. Bu öğrencileri vasıtasıyla Şîrâzî’nin Osmanlı dönemine ve ilim çevrelerine çok büyük etkisi olmuştur. Özellikle Osmanlı dönemi ulemasının aklî ilimlerdeki icazetnamelerinin çok büyük bir kısmının Teftâzânî ve Seyyid Şerif Cürcânî vasıtasıyla Kutbüddin Şîrâzî’ye dayandığı görülmektedir.
Aklî ve naklî ilimlerde otorite kabul edilen, değerli öğrenciler yetiştiren, çok kıymetli eserler bırakan, devlet ricâli ile güçlü ilişkilere sahip, zor dönemlerde kritik görevler üstlenen ve Anadolu’nun ilmi hayatında güçlü bir etkisi bulunan Kutbüddin Şîrâzî’nin hayatını, şahsiyetini ve eserlerini anlatmak; hem köklü ilim geleneğimizdeki bir kutup yıldızını yeni nesillere tanıtma hem de araştırmacılara ufuk açma açısından önem arz etmektedir.