Tükendi
Gelince Haber Verİtalyanca "Sentina" kelimesinden türemiş bir denizcilik terimi olan "Sintine"; gemilerin deniz yüzeyinin çok altındaki, havasız, karanlık bir yeri. 1938 yılı yazında; Nâzım Hikmet ve Hikmet Kıvılcımlı gibi sivil Komünistlerle, bir grup bahriyeli er ve erbaş, Donanmanın amirallik gemisi Yavuz’un sintinesinin dibine indirildi. Güya; "Astı üste itaatsizliğe sevk ve tahrik" ederek, Donanmada isyan çıkarmak istemişlerdi. Çok ağır cezalara çarptırıldılar. Öncesinde; devlet, 1925’te Takrir-i Sükun Kanunu’yla Kürtlere, Gazete sahip ve başyazarlarına, Komünistlere, 1926’da İttihatçı Muhaliflere, 1938 Martı’nda Ankara Kara Harp Okulu’nda öğrencilere ve Nâzım Hikmet’e ağır cezalar, idamlar yağdırmıştı. Donanma Davası’ndan sonra da; devlet, 1944’te bir Komünistlere, bir Turancılara vurdu. 16 Aralık 1946 Tutuklamalarını yaptı. 1951’de Komünistleri NATO hatırına tutukladı. 1957’de Kıvılcımlı’nın Vatan Partisi’ne nefes aldırmadı. 1959’da 49 Kürt’ü Harbiye Hücrelerine kapattı. 27 Mayıs 1960’ta, 10 yıldır muktedir olan DP’lileri Yassıada’ya doldurdu. 6 Mayıs 1972’de üç genç isyancıyı idam etti. Bütün dönemi boyunca idamlara ve ağır cezalara mahkum edilen muhaliflerini sintinenin dibine indirirken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendisi, hep güvertedeydi. Bu kitapta; hem sintinenin dibindekilerin maceralarını hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuksal öyküsünü oluyacaksınız.