Tükendi
Gelince Haber VerSinemanın da bir tarihi var. Bu tarihi her aktarma, anlatma çabası gerçekte akıp giden olayların nesnelliğine anlatıcının öznelliğini katar. Sinemanın Dünü bu bakış açısını benimseyen biri tarafından yazıldı, dolayısıyla sinemanın tarihini değil dününü anlatıyor. Sinemanın tarihi film arşivlerinde duruyor, diğer “tarih”lerde bulunmayan bu ayrıcalığıyla sinemanın dünü istenildiği zaman izlenebilir. Yalçın Yusufoğlu sinemanın dününe tanıklık etmek isteyeceklere sinemanın loşluğunda yol gösterici oluyor. Kendi yaşamı da çocukluk tutkusu olan sinemaya ait dünün bir bölümüyle çakışmış olduğundan, okur, onun anlatısının öznelliğiyle buluştuğunda Türkiye’de sinema olgusunun yerleşmesindeki önemli uğrak noktalarına ve kişisel çabalara da tanıklık edecek. “...filmleri bizzat izleyip kendi görüşünü oluşturması sinema sanatına eğilen insanların zenginliği olacak.” Sinemanın Dünü, filmlerini çekildiği dönemdeki tekniklerden, ülke sinemalarının biçimlenmesine zemin olan siyasal gelişmelere; yönetmen ve oyuncuların kişisel çabalarının ve yeteneklerinin sinemanın dilini dönüştürmesinden, sinema salonlarının atmosferine; izleyicinin kültürel ve sınıfsal konumundan, filmlerin izleyicinin niteliğinin ve kimliğinin oluşmasındaki etkisine (bu etkiyi murad edenlere) dek pek çok konuya değiniyor. Yönetmen, senarist, oyuncu; kısacası sinema çalışanlarının mesleklerinin ötesinde oynadıkları tarihsel “rol”lerden bolca örnekler veriyor. Sıklıkla filmlerin anlatı çözümlemesini yapıyor; yönetmenlerin siyasal duruşlarına değinip sanatsal yönelişlerini açımlayarak sinema dilinin yenilenmesi ve anlatımının dönüşmesindeki katkılarını ayrıntılarıyla sunuyor.