"Rüzgârlarla eğilmiş, eğilmiş, güç anlarda başı zaman zaman sulara değmiş, buz gibi sularla bir olmuş, sert rüzgârlarla oradan oraya savrulmuş, sonra tekrar dimdik ayağa kalkabilmiş, o bir saz olduğunu bilmişti."L. Gülden Treske, öykücülüğümüzde taze bir ses... Anlatı sanatına özgün boyutlar ve özlü bir güç getiriyor.Sinemadan Çıkanlara Öyküler dramatik yaşantılara girmek isteyenler için yaratılmış gibi. Az sözle özleri bulup sunmak her seferinde okuru sarsarcasına büyülemek, bu derlemenin büyük başarısı.Gülden Treske’nin birkaç yaratıcı türden kuvvetler ve renkler taşıyan öykücülüğü, çok yönlü yaşamını andırıyor. ODTÜ’de mimar olduktan sonra yine orada felsefe yüksek lisansı yapmış.Bu öykülerin hepsinde mimari estetik ve sağlam bir yapı buluyoruz... Çoğunda felsefi endişe egemen... Bazılarında film kurgusu ve dramatik akış var. Yazar, göze kolay gibi görünen fırça darbeleriyle resimler çiziyor capcanlı, rengârenk.Gülden Treske’nin sanatı, ironiden hayal gücünden gerçekçilikle gizem karışımından değerler kazanmakta, okuru bu özellikler ve güzelliklerle heyecanlandırmaktadır.