Meşrutiyetin ilânında yıldızı parlayan ve Maliye Nezaretinin maroken koltuğuna oturan Cavid Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ilginç simalarından biridir. On yıllık Meşrutiyet döneminin altı yılı onun Maliye Nazırlığı ile geçmiştir. Mütarakede İsviçre’ye kaçarak 34 ay sürgün hayatı yaşayan, Cavid Bey yurda dönüşünde Atatürk ve Cumhuriyet kadrolarıyla anlaşmazlığa düşmüştür. Ne yazık ki 51 yılllık ömrünü Atatürk’e düzenlenen İzmir Suikasti ile noktalamış, yargılanıp idam edilmiştir. Elinizdeki kitapta, Cavid Bey’in siyasi görüşleri ve Cumhuriyet kadrolarıyla düştüğü anlaşmazlığın zihinsel arka planı üzerine geniş bir değerlendirme bulacaksınız. Esas olarak da, idama uzanan yargılama sürecinin arkasındaki trajediyi gözler önüne seren hapishane mektupları ve savunmaları verilerek, Cavid Bey’in insani yönü vurgulanmaktadır. Faciaya yürüyen politika kurbanı bir siyaset adamının normal yaşam ve aile özlemini dile getiren idam öncesi bu mektuplar, büyük bir aşkla bağlandığı eşi Aliye Hanım’a yazılmıştır. Kimlik ve kişiliğinin ironik çağrışımlarıyla dolu tarihi savunması ise trajedik sonunu değiştirememiş, vicdanlara nüfuz edememiş, hicranını söndürememiştir.