Tükendi
Gelince Haber VerHayatı seviyorlardı, yaşatmak için öldüler! 116 insan, 116 can "Hapishanelerde 116 insan öldü duydunuz mu?" denildi. Duymazdan gelindi. Ama duyan duydu, gören gördü, bilen bildi; çocuklarımızın daha iyi yaşaması için, halklarımızın ve ülkemizin özgür ve mutlu geleceği için ölümü gülerek kucaklayan 116 halk kahraömanını. "Kahramanlar ölmez, halk yenilmez" şairını haykıran büyük aileyi ve onu besleyen büyük ummanı Bilgesu gözlemdi, canında duydu, canı acıdı ve yazdı. "Kabahat Samur Kürk oldu, giyen bulundu." Bizimkiler... Gecenin en koyu karanlığında, yıldızlar akar boydan boya gökyüzünü yararak. Bir ışık gelgiti evreni hep canlı tutar gece boyu.. Hareket ve canlılık, yani yaşam.. Ölüm yok... Emperyalist zulmün dünya ölçeğinde ağdığı uç nokta olan kuşatma, tecrit ve imha hareketi, ülkemizde F tipi hapishane dayatması ve zulmü olarak çöktü üzerimize. Bir avuç insanın dışında toplum kütleştirildi. Sağır, dilsiz, bakar - kör ve duyarsız... Faşizmin bu ağır koşullarında, çeşitli karşı koyuş biçimleriyle birlikte yoğunlaştırılmış yüksek tipte bir direniş ve mücadele aracı ve bir yöntem olarak hayatın imbiği süzülüp gelen "samur kürk" oyun - romanında BİLgesu, hepimizi iliklerimize kadar sarsıyor. Kütleşen duygu ve duyarlılığımıza bilince çıkarıyor. Her şeyiyle bizim olan, her biri oğlumuz - kızımız, eşimiz - kardeşimiz, anamız - babamız, yoldaşımız olan ve hapishaenelerde ölümsüzleşen 116 halk kahramanının anısı önünde bir kez daha saygıyla eğliyoruz.