27 Mayıs Devrimi’nin arkasından 1960’larda, biz gençlerin kendimizde gördüğümüz en önemli eksiklik, sosyalist kültürdü. Buna bakıp yoğun bir çaba içinde olduk. İstanbul Hukuk Fakültesi’nde bir grup asistan içinde, daha gencimiz olan Rona Aybay da cesur bir karara vardı: Doktora tezi, doğrudan doğruya sosyalizm ile ilgili bir konu olmalıydı...Ve arkadaşımız, bir burs bulup Amerika’ya gitti. Bir yıl sonra, bir bavul, dolu notlarla dönüp geldi. Oturup o hazırlıktan pırıl pırıl bir tez çıkardı; ardından da çatır çatır savundu. O ve bizler sevindik ve övündük. 1970 yılında kitaplaşan tezin adı Sosyalizmin Öncülerinden Robert Owen. Yaşamı, Eylemi, Öğretisi idi. Endüstri Devriminin ilk önce İngiltere’de ortaya çıkışının nedenleri de vardır: Başta, sanayinin iki ana kaynağı olan kömür ve demir madenleri orada olağanüstü zengindi. Öte yandan İngiltere’de, Kara . Avrupa ülkelerinden önce ticaret serbestliği yerleşmişti: Almanya ve Fransa’da görülen ve sanayicilerin çabalarını felce uğratan feodalizmin kötü etkilerinden, İngiliz sosyal sistemi kurtulmuş bulunuyordu. Gelişen ekonomi başını alır gider ve sonunda, Avrupa ülkeleri arasında en geniş sömürge imparatorluğunu İngiltere kurar. Yeni bir ekonomi, yeni bir toplum yapısı ve yeni bir fikir yaşamı... Robert Owen işte böyle bir toplumda dünyaya gelir (1771): Bir işadamı olur ve başarılar tadar. Kapitalist olarak sömürür de... Ne var ki, hayat yürüdükçe ve gözlemleri zenginleştikçe sorgulamaya başlar: İşçilerin ve ailelerinin yaşam koşullan düzeltilmelidir; üretim ve verimlilik arttırılmalı ve "perişan bir toplum" gerçekten mutlu bir sanayi topluluğu durumuna getirilmelidir. Yetmez: Birey-çevre ilişkileri değiştirilmeli; yeni kuşaklarını yetiştirecek yeni bir eğitim yaratılmalı; bir de yeni bir hükümet anlayışına gitmelidir. Bütün bunların yanı sıra kişi olarak dürüstlüğü, vicdanının sesi ve insan sevgisi onu sosyalizme götürür. Onu gerçekleştirmede bir planı vardır; "kooperasyon köyleri" tasarlar. Emekçi sınıflara seslenmektedir. Amerika’da "New Harmony Deneyimi" nin arkasından İngiltere’ye döndüğünde Owen artık işçiler arasındadır; yaşamının geri kalan bölümünde, sömürüşüz insanlığa inanmaktadır ve elinde işçi sınıfının bayrağı en öndedir...İşte Robert Owen! Yaşamı, eylemi ve öğretisi! O, çağdaş sosyalizmin öncülerinden biri olarak, işçi hakları, sosyal güvenlik, eğitim-bilim, çocuk hakları gibi, çeşitli alanlarda katkılarda bulundu ve emeği unutulmaz. Bu haklar, dünyada bir aralık emin ellerde oldu. Ne yar ki, yaşadığımız dünyada, her şey olduğu gibi bu değerler de kapitalizmin batağında, ayaklar altında. Yalnız Robert Owen’in -yaklaşık bir buçuk yüzyıldan sonra- hatırlattıkları bile, bir umut sıcaklığında bugün. Kitabı okurken, yüreğimizin atışlarını daha çok ve daha canlı hissettik; ve kim bilir yığınla okur bu heyecana katılacaktır. Bunu tatmamızda, Rona Aybay’a teşekkürlerimiz ise sonsuzdur...