Tükendi
Gelince Haber VerTanrı’nın var olduğuna inanmak ya da inanmamak tecru¨be edilen, tasavvur edilen ve du¨şu¨nu¨len her şeyi anlamlandırmada farklı bir bakış açısına sahip olmamıza sebep olur. Oysa nasıl bir tanrı tasavvuruna sahip olduğumuza veya tanrısızlığı nasıl temellendirdiğimize göre değişebilen anlamlandırma su¨recinde daha ciddi bir sorunla karşılaşırız. Varlığına ya da yokluğuna hu¨kmettiğimiz Tanrı’nın, varlığını veya yokluğunu gerekçelendirme sorunu olarak nitelenebilecek bu problemi varoluşsal, tecru¨bi, akli, bilimsel vs. yollarla çözmeye çalışırız. Bunun ötesinde böyle bir gerekçelendirmeye gerek duymayanlar olduğu gibi Tanrı’ya varlık veya yokluk atfetmenin gerekçelendirme su¨recinden sonraki aşamada mu¨mku¨n olduğunu öne su¨renler de vardır. Bu tablo içerisinde teolojik ve felsefi bağlamda Tanrı’nın varlığını olumlamaya yönelik uğraş, tarihî su¨reçte farklı kanıtların teşekku¨l etmesine yol açmıştır. Buna mukabil ateizmi benimseyenler bu kanıtları eleştirmekle birlikte aksi iddiayı temellendirmek için karşıt kanıtlar da öne su¨rmu¨ştu¨r. Son dönemde bu iki karşıt taraf arasındaki çatışma daha çok bilimsel gelişmeler zemininde yu¨ru¨mektedir. Hasılı bu çalışmada rasyonel teoloji ve yeni ateizm karşıtlığında öne su¨ru¨len kanıtlar konu edinilmektedir. Dolayısıyla rasyonel teoloji çerçevesinde Tanrı’nın varlığı lehinde öne su¨ru¨len geleneksel kanıtlama girişimlerinden bazıları ve bilimsel verilerden hareketle şekillendirilen tasarım kanıtı, buna karşılık yeni ateizm cenahında evrim teorisine dayalı şekilde Tanrı’nın varlığı aleyhinde dile getirilen du¨şu¨nceler irdelenmektedir.