Kaygı Çağı`nda psikiyatrik hastalıklar arasında yer alan panik bozukluk, bu çağın önemli ruhsal hastalıklarından bir tanesidir. Panik bozukluk; aniden ortaya çıkan, tekrarlayabilen, insanı dehşete düşüren, bedensel ve ruhsal yakınmaların birlikte olduğu ruhsal bir rahatsızlıktır. Panik bozukluk tanısı alan hastalarda var olan bedensel belirtiler bir kısır döngüye dönüşmektedir. Panik bozukluk hastalarında; kalp krizi geçirme, kontrolünü kaybetme, çıldıracağına yönelik düşünceler ve ölüm korkusu yoğun bir biçimde yaşanmaktadır. Bu belirtilerin yanında baş dönmesi, boğulma hissi, nefes darlığı ve soluğun kesilmesi, çarpıntı, göğüste sıkışma ya da ağrı, karın ağrısı, terleme, titreme, uyuşma, karıncalanma gibi fiziksel belirtilerin de bir kısmı panik atağa eşlik etmektedir. Bu belirtilerin yanı sıra birçok uzmanın değinmediği hipertansiyon da yer almaktadır.
Panik bozukluk tanısı almış hastaların tedavisinde ilaç artı psikoterapi yaklaşımı, bilimsel olarak kanıtlanmış bir tedavi yaklaşımıdır. Bu bilimsel kanıta rağmen sağlık kurumlarında panik bozukluk tedavisinde psikoterapi uygulanma oranı yetersiz bir düzeydedir. Bu yetersiz tedavi yaklaşımları nedeniyle hastalar yıllarca gereksiz bir biçimde hastane kapılarından ayrılamamaktadır. Panik bozukluğun tedavisinde biyolojik durumu düzelten ilaçların yanı sıra hastanın psikolojik durumunu düzeltmek için de psikoterapi olmazsa olmaz bir tedavi yaklaşımıdır.