Tükendi
Gelince Haber VerDünya nüfusunun yaşlanmasıyla birlikte kronik kritik hastalıkların her geçen gün artması palyatif bakım ihtiyacını da artırmaktadır. Her yıl % 78’i düşük ve orta gelirli ülkelerde olmak üzere palyatif bakım ihtiyacı olan 20 milyon hastadan sadece 14 milyonunun palyatif bakım hizmeti aldığı tahmin edilmektedir. Ağrı kesici ilaçlara ve diğer temel ilaçlara erişimin zorluğu, palyatif bakım konusunda eğitilmiş sağlık profesyonellerinin olmaması, ulusal sağlık politikalarının yetersizliği, finansman eksikliği gibi birçok nedenlere bağlı olarak palyatif bakım erişiminde sorunlar yaşanmaktadır. Palyatif bakım hizmetlerine erişimde yaşanan sıkıntılar dünya çapında büyük bir sorundur ve ne yazık ki hala pek çok ülkede palyatif bakım gelişmemiştir. Kuzey Amerika, Avrupa ve Avustralya dışındaki ülkelerin çoğunda kaliteli palyatif bakım erişimi çok azdır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen palyatif bakım hizmetlerinin geliştirilmesi için çalışmalar devam etmektedir.
Palyatif bakım’ın 1980’li yıllarda, sadece kanser hastaları için geçerli olduğu algısı varken, son yıllarda kanser dışında HIV / AIDS, konjestif kalp yetmezliği, serebrovasküler hastalık, nörodejeneratif bozukluklar, kronik solunum yolu hastalıkları, ilaca dirençli tüberküloz, demans ve parkinson gibi geriatrik hastalıklarda da gerekli olduğu farkındalığı artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1986 yılında yapılan ilk palyatif bakım tanımından günümüze kadar tanım yenilenmiş olup, 2015 yılında Hawley tarafından ‘21. Yüzyıl Palyatif Bakım Papyon Modeli’ tanımlaması yapılmıştır. İki üçgenden oluşan bu modelde ilk üçgen hastalık yönetimini, ikinci üçgen ise palyatif bakım göstermektedir. Hastalık süreci ilerledikçe kemoterapi, radyoterapi, cerrahi tedavi gibi küratif tedaviler azalırken palyatif bakım uygulamaları ve semptomatik tedaviler giderek artmaktadır. Bu modelde sadece ölüm değil hayatta kalma olasılığının ve rehabilitasyon sürecinin de palyatif bakım modeline dahil edilmesiyle ölümcül olsun ya da olmasın, ciddi bir hastalık tanısı alan hastanın palyatif bakım sürecini kabullenmesini kolaylaştırdığı düşünülmektedir. Ancak burada vurgulanmak istenen yaşam süresinin uzatılması ve hayatta kalma desteğinin sağlanması gerektiği anlamına gelmemektedir. Bununla birlikte, günümüzde palyatif bakım hasta odaklı bakımın bir bileşeni olarak yoğun bakım, acil servis, toplum temelli bakım hizmetleri, evde bakım gibi sağlığın tüm alanlarında uygulama alanı bulmuştur.
Ülkemizde, son yıllarda palyatif bakım alanında oldukça fazla yol kat edilmiş olsa da hala yeterli değildir. Bu nedenle sosyokültürel yapımıza uygun, sağlık sistemimizle entegre palyatif bakım modellerinin planlaması ve uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de başta hekimler olmak üzere tüm sağlık profesyonellerinin, ihtiyacı olan hastalara palyatif bakım uygulanması için yetkili olmalarının önemli olduğunu ve eğitim programlarına palyatif bakımın dahil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Palyatif Bakımın Temelleri Kitabının amacı, palyatif bakım gerektiren hastalara bakım sağlayan sağlık profesyonellerine kanserin yanı sıra kronik hastalıklarda palyatif bakım, semptom yönetimi, beslenme, yara bakımı, tamamlayıcı tedaviler ve iletişim konularında güncel, pratik ve özlü bilgiler sunmaktır. Kitabımızda yer alan yoğun bakım ve acil serviste palyatif bakım uygulaması, ev temelli palyatif bakım, travma ve palyatif bakım bölümleriyle palyatif bakım’ın tüm sağlık sistemleriyle entegre edilmesinin önemini vurgulamak ve palyatif bakım’a mümkün olduğunca geniş bir bakış açısıyla yaklaşmak istedik.