Tükendi
Gelince Haber Ver*Weizman olağanüstü ve bazen de sürreal bir rahatsızlık veren sonuçlarıyla Edward Said’in tezini yeni bir boyuta taşıyor. Etkileyici bir çalışma.* Jac Merrick, Independent *Bu yıl mimari üzerine okuduğum en şaşırtıcı kitap.* Edwin Heathcote, Financial Times Oyuk Topraklar bir Filistin kitabı ama alışageldiğimiz duygusal belagat örneklerinden çok farklı. Bugün Filistinlilerin Filistin’i neredeyse tanınmaz halde, Filistinlilerden geriye etraflarındaki hayattan koparılmış anıtlar, yaşamanın imkansızlaştığı harabeler ve kamplar kaldı. Şimdiye dek ‘Filistin meselesi’ tarihsel-siyasal cephelerden sayısız kez tartışılmışsa da Filistin’in kendisi kahramanlık ve direniş öykülerinin gölgesi altında unutuldu. İsrail işgali gün geçtikçe daha da güçlendi, yer etti. Filistin topraklarının aldığı somut şekil İsrail’in varlığını reddedilemez kılmaya, Filistinlileri yerinden etmeye başladı. Şiddetin doğrudan değil de mekan yoluyla işletilip üretildiğini meşrulaştığını gösteren önde gelen İsrailli sol düşünürlerden mimar Eyal Weizman Filistin’in taşını toprağını konuşturuyor: işgali, hukukun ve siyasetin soyut dilinden ırak, mekana işlendiği şekliyle tartışmaya açıyor, bir mekan pratiği olarak işgalin eşkalini çiziyor. Gazze’nin tünellerinden, kontrol noktalarındaki bekleme salonlarına ve otoyollarla oluşturulan paralel bir ülkenin paradoksuna, Weizman mekanın teşkil tarzlarını inceleyerek Filistin’i boğan ‘dikey’ iktidarın izini sürüyor. Filistin’i oyarak kendine yer açan bu şiddetin boyutlarını kavrayabilmek için iktidarı nazari değil somut boyutlarıyla görmeyi öğrenmemiz gerekiyor. *İşgalin, esir almanın, boyun eğdirmenin aksiyomları hakkında enine boyuna düşünmek için ürkütücü bir tatbikat. Weizman yüzeyler, hareket ve savaşın araçları arasındaki ilişkiyi kavramsallaştırmak için tamamen yeni metotlar yaratmaya yönelik cesurca bir girişimde bulunuyor.* Achille Mbembe *Filistin topraklarının İsrail işgali tarafından farklı yollarla oyulmasının iç burkan hikayesi. Weizman’ın çarpıcı kelime-imaj tertipleri aynı anda hem mekan siyasetinin dahice bir eleştirisi, hem de sömürge idaresi ve mülksüzleştirmeye yönelik keskin bir itham.* Derek Gregory