Tükendi
Gelince Haber VerBilgi sahibi olmak isteyen üç arkadaş, ilkokulu bitirip ortaokula başladıklarında, zamanlarını daha iyi değerlendirmek düşüncesi ile, bu durumu birbirleriyle paylaşmaya çalışırlar. Her okuldan çıkışta bir yere oturup çare aramaya başlarlar. Her biri kendince bir fikir ileri sürüyor olmasına rağmen bir türlü anlaşamıyor, karar veremiyorlardı; çünkü ne söyleseler hep eksik kalıyordu. Çevrelerinde karşılaştıkları durumlar ve sözlerle fiillerin arasındaki uyumsuzluk, küçük yaşlarına rağmen onları üzüyordu. İçinde bulundukları durumlar ve sahip oldukları imkânlar mukayese edildiğinde istikballerinden sıkıntı duyuyorlardı. Devamlı bilgisayar, akıllı telefon kullanmalarına rağmen, rağbet ettikleri sitelerde ufuk açıcı ve zihin geliştirici bilgilerin yer almaması, çok temel konularda bile farklılıkların olması üçünü de üzüyordu. Okumak istedikleri kitaplar ve konularda tezatların varlığı ve çokluğu üçünü de arayışa sevk etmişti. Bilgi kirliliğinden başka bir şey olmadığını, buna rağmen kullanmaya devam ettiklerini ve bunun sonucunun bir yere varmayacağını ifade etti Necip. Muzaffer ise, *Elde telefon, güya akıllı imiş, sokakta otobüste kendini kaptırmış tuhaf bir millet olup çıktık. Bazen etrafa bakıyorum, otobüste filan... Yarıdan çoğunu elinde telefon, kendimi aptal gibi hissediyorum. Manasız bir manzara görüyorum etrafımda. Mutlaka bir şeyler yapmalı.* dedi.