Tükendi
Gelince Haber Ver*İçerisinde beslediği volkan kalbindeki merhameti taşlaştırmıştı, tıpkı bir lavın üzerini örten yaşam neşesi gibi. İlk keser darbesiyle etrafa dağılan kan yeni bir ritueli başlatan şamanın heyecanını verdi ona. Arka taraftaki fonda *Rondo Alla Turca* çalıyordu.
*Verba docent, example trahunt* Hiç acele etmiyordu, kurbanının acının her zerresini hissetmesi için ona zaman bırakıyordu. Ve bu konuda profesyoneldi. Karnındaki bebeği kesip çıkarttığında bile ceninin uhrevi yaşam sevinci bile onda hiçbir şey ifade etmedi, birkaç dakika metal tepsi içerisinde çırpınmasını izledi, ama merhametten çok, yaptığı işin takdir edilmesini bekler bir çocuk heyecanı ile. Eline katanayı aldığında kurbanın gözlerinden süzülen yaşları gördü, gülümsedi. Gözlerinin içine bakarak kılıcı bedeninde derin kesikler bırakacak şekilde gezdirmeye devam etti, müziğin anlamsız ve olayın vahşetine ters ritmiyle garip hareketler yaparak münzevi bir keşiş telaşı ile yaptığı işi sürdürdü. Yüzünde bir katilin dehşetinden çok gelin makyajı yapan bir makyözün heyecanı vardı. Azrail kurbanının bedeni ile olan son bağını da koparttığında o da gelini hazırlamıştı. Yan tarafta duran Loveme parfümüyle kadının bütün vücudunu adeta sıvadı. Kokunun hücrelerine kadar işlediğinden emin olduğunda masanın yanında duran ipten bilekliği koluna geçirdi ve başındaki çuvaldan yapılma başlığı çıkartırken gülümsedi…
*Opus Magnum!*