Tükendi
Gelince Haber Ver*Ümidim, artık okulda okumayanların, hiç okul okumamış olanların, keza üniversite sırasında benim neslimden çoğu kişinin çektiği dertleri çekenlerin ‘zevk alarak ve yararlanarak’ okuyabilecekleri bir ders kitabı ortaya koymak.*
Okumanın Alfabesi’nin girişinde bunları söyleyen Ezra Pound, ders kitabı olarak tanımladığı bu metinde şiire odaklanıyor. Dilin, edebiyatın ve şiirin *ne* olduğu sorusuyla başlayıp bir dizi *nasıl* sorusuyla devam ediyor: Şiire nasıl yaklaşılır? Şiir nasıl yorumlanır? İyi şiir nasıl ayırt edilir? Ezra Pound bütün bu sorulara cevap verirken tarihsel ve kavramsal bir arka plan veriyor, şiir ile müziğin ilişkisini irdeliyor ve en önemlisi edebiyatın gücünün *fayda*dan değil, bir araç olarak dilin *iyi* kullanımından kaynaklandığının altını çiziyor. Bununla kalmayıp okurlarının gücünü dilden alan *iyi* bir edebî metni ayırt edecek yetkinliğe erişmesi için elinden geleni yapıyor; örnek metinler sunuyor, yakın okumalara girişiyor, okuma önerileri veriyor, listeler çıkarıyor, mini testler hazırlıyor, yazma alıştırmalarından söz ediyor…
Okumanın Alfabesi sadece *iyi okur* olmak isteyenlere seslenmiyor, *iyi yazar* olmak isteyenlere de sunduğu pratik önerilerle bir zanaat olarak yazmaya nereden başlayacaklarını gösteriyor. Sıradan bir ders kitabı olmanın çok ötesindeki bu metin, okurluk ve yazarlık serüvenine atılanlar için bir yol arkadaşı hükmünde.